Bu millette yiğitler bitmez, bu bayrak inmez

15 Temmuz şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.

15 Temmuz şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Rabbim bu millete bir daha İstiklal Marşı’nı yazdırmasın. Çevremiz hainlerle , düşmanlarla dolu. Dün Çanakkale’den , saldıranlar bugün ekonomiden,içerdeki hainlerle saldırıyorlar. Dün Çanakkale’de bilek bükemeyenler bugün dişlerini sıkmış nasıl bizi kündeye getirirler diye ellerini savuşturarak bekliyorlar. Rabbim fırsat vermesin.
Sizlerle bir anımı paylaşmak istiyorum. Günlerden 15 Temmuz’du. Yıl 2016’ydı. Hasbel kader o gün İstanbul’da bir ticaret yapmak için bulunmuştum. O gün ticaret yaptığımız arkadaşla Boğaz’da bir restoranda yemek yiyorduk. Sohbetimiz güzeldi. Keyfimiz o gün o saate kadar çok iyiydi. Bulunduğumuz restoranda TV vardı. Köprüde bir hareketlilik var diye haberler altyazı geçiyordu. Elime telefonu aldım. O dönem Ankara’da bulunan arkadaşları aradım. Darbe girişimi olduğunu onlardan duydum. İlk kez buradan yazıyorum siz okurlarımıza, o gün haberleri gören mekanda olan kişilerden bazı masalar darbe girişimini alkışladıklarında çok sinirlenmiştim.
Biz ne zaman bu duruma geldik!
Bizleri darbeye sevindirecek ne olabilirdi!
Acaba o gün alkışlayanlar bugün 251 cana kıyanları gördüğünde ‘nasıl ben bunu alkışladım?’ diye kendilerine sordular mı?
Bence pişman oldular.
Çünkü hangi milletin ordusu, kendi meclisini kendi halkını bombalar!
Hangi milletin askeri kendi milletinin unsurlarını oluşturan halka silah çeker? Ya da öldürmek için tanklarla üstünden geçer. İşte o gece o darbe girişimi haberini alanlar sevindiği zaman bunların olacağını kestirmediler ya da cahillik ettiler.
Neyse devam edelim konuyu dağıtmadan!
Ortamda olanlar beni sinirlendirmişti. Boğazda köprülerin kapatıldığını gördüm. Sosyal medyadan da olanları bir yandan takip ediyordum. Buz kesmiştim. Yarın nasıl güne uyanacağımızı düşünmeye başlamıştık. Yanımda ticaret yaptığım arkadaşlarımıza kalkın dedim . Boğaz köprüsüne gidelim dedim. Lakin ortamdan ayrıldığımızda boğaz köprüsüne giden bütün yollar kapatılmıştı. Hatta Dolmabahçe’ye inen yollar bile polisler tarafından güvenlik amaçlı kapatılmıştı. Dostumuzun evine geçtik olanları televizyondan izlemeye başladık. Ama yerimizde duramıyorduk. Öfkeliydik. Bir yanda helikopterler uçuyor diğer tarafdan F16 savaş uçakları alçak uçuş yapıyordu.
SONİC ses dalgalarından olacak ki her alçak uçuşu sanki bomba sesi gibi bir etki yapıyordu. Çamlar sesten gümlüyordu. Biz de evden çıktık . Yakınımızda olan meydanlara indik. Herhangi bir durumda biz de elimizden ne gelirse yapalım diye! Rabbim bize bunu tattırdı. Çok şükür o günü de atlattık.Rabbim bu millete 251 canı toprağa döken hainlere karşı bir zaferi armağan etti.
Biz yine bu milletin istikbali için tekrar meydanlara inmeye hainlere karşı dimdik durmaya hazırız. Kim bu milletin istikbali için hain planlar kurarsa bilsin ki bu millet onları o gün püskürttüğü gibi bir daha püskürtecektir. Bu millet Ömer Halisdemir gibi evlatlar doğurmuştur. Özel kuvvetler de o gece Semih Terzi’yi vurarak darbenin seyrini değiştirdi. O gece ayağından vurulan Fetöcülere karşı harekete geçen Yüzbaşı Burak Akın’ı bu millet unutmaz. Çengelköy’de Kuleli askeri lisesinde darbe girişimine engel olmak isteyen Astsubay Kemal Vurgun da unutulmaz. Elbette o geceye damga vuran annelerimiz de vardı. Allah onlardan razı olsun. Elif Dağdelen Sarı gibileri nasıl unuturlar. Korgeneral İsmail Metin nasıl unutulur. Çok yiğidimiz var… Çok şehidimiz var. Çok gazimiz var Rabbim bu millete güç kuvvet versin.
Bu milletin tarihi zaferlerle doludur. Kim bir daha böyle bir şeye teşebbüs ederse bilsin ki bu millet yine onların karşısında duracaktır.

Bu haber 3722 defa okunmuştur

:

:

:

: