Kayıplar kazançtır bazen

Kaybetmek, kazanca dönüşebilir mi? Kaybettiklerimiz, bize kazandıracak kadar albenili olabilir mi?

Kaybetmek, kazanca dönüşebilir mi? Kaybettiklerimiz, bize kazandıracak kadar albenili olabilir mi?
Kayıplar, sadece yaşamın sonlandığı ölümler değil. Bazen, o an ne olduğunu bilemediğimiz ortadan yok oluşlardır da. Rastlantı diye bir şeyin olmadığını hepimiz biliyoruz. Yaşamımıza birçok kişiler girer ve rolünü tamamladıktan sonra da gidişini hiç düşünmediğimiz, asla ve asla bu gidişi düşlemediğimiz, beklenmedik bir anda, bir şekilde ortadan kaybolurlar. Bulunduğumuz ortam, ortadan kayboluşun sinyallerini, yaşanılanların heyecanı mıdır bilmiyorum, gözümüze göstermez; ruhumuza sezdirmez. Kendi yaşamımda bugüne kadar ne öğrendiysem, hep birileri aracı olmuştur. Öğrenmem, direkt yaşantıyla olduğundan belki zaman zaman kötü olanlarından çok acı hissettim. Fakat, bu bir gerçek ki böyle olanlar, beni daha çok geliştirdi ve beni çok daha ileriye götürdü. Hem birilerine katkı koymak hem de o en çok sevdiğim insanların yanında daha çok vakit geçirebilmek için asıl mesleğim olan öğretmenlikten bile uzaklaştığım, bu mesleğe yabancılaştığım zamanlarım oldu. Amacım, yanımdaki insanlarla daha çok birlikte olmakken birden dönüp de kendime baktığım zaman gördüklerim karşısında şaşırdım. Yoga eğitimlerimi bitirmek üzereyken insanlığın şifacılık anlamında en eski bir Uzakdoğu öğretisi olan Reiki’yle tanıştım. Çevremdekilere daha farklı bir açıdan ulaşabiliyordum artık. Yoga ve Reiki öğretileri içindeyken de 40 bin yıllık bir terapi yöntemi olan Mandala çizimini öğrendim. Bu çizimleri ilerletip Mandala eğitmeni oldum. Zaman içinde uğruna zaman ve kültür kazanmaya çalıştığım o çok değerlilerim, bunu unutup başka dünyalara kapılınca kaybettiğimi düşündüm. Önceleri, üzüldüm, çok üzüldüm. Zamanla, senelerin kazanımlarını düşününce - gittiğim eğitimler, katıldığım workshoplar, tanıştığım insanlar – ister istemez beni o anki kaybediş dünyasından çekip aldı. Tabii bunlar, sadece benim tarafımda gerçekleşmedi. Karşı tarafta da bir şeyler zaman aşımına uğradı. Kaybettim derken aslında bu seneler içinde kazandıklarımın da çok olduğunu anladım. Yaşadım ve daha çok öğrendim.
YOK / VAR ZITLIK DEĞİL
İnsanoğlu, yok olmalı ki varlığı bilsin. İnsanoğlu, acıyı yaşamalı, ondan sonra gelecek mutluluğun değerini bilsin. Hep mutlu olan, maddi manevi her şeye sahip olan bu gibi kavramların anlamını hiç bilebilir mi? Yaşamın içinde devamlılığı sağlarken bir diğer taraftan da yok olanı hissediyoruz. Zamanın akışı içerisinde o varlığın yokluğunu anlıyoruz. Çevremizde kimler olursa olsun tek olarak devam etmek ve kazanımlarda bulunmak noktasında başarılı olmamız gerektiğine inandırıyoruz kendimizi. Başka çaremiz olmadığını öğreniyoruz. Çocuk yaşta aileden uzakta kalırsanız; sadece ve sadece çocuk olmazsınız. Kendi çocukluğunuzun annesi, babası da olursunuz. Sevdiğinizi kaybederseniz, sevgiye daha çok sahip çıkılması gerektiğini anlarsınız. Paranız, malınız yoksa, var etmeye çalışırsınız. Tüm bunlar varsa; zaten olması için çabalamazsınız.



KAZANIŞLAR
Sen, kendini kazan! Öyle bir kazan ki tekrar doğ yaşama. Sevdiğini, dostunu, arkadaşını mı kaybettin? Daha çok sarıl bu gibi duygulara. Onların sana ne öğrettiklerine bak. Kayıpları kazançlara dönüştür. Senden ne aldıklarına değil; sana neler kazandırdıklarını görmeye çalış. Kaybedelim ve yolumuza kazançlarımızla devam edelim. Kaybedişleri, kabullendiğimiz sürece özgürleşelim. Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin gönül dünyasında büyük değişikliklere sebep olan İranlı mutasavvıf Şems-i Tebrizi’nin de dediği gibi: “Bazen kaybedişler, bir kazancın başlangıcıdır.”
Bu haber 2660 defa okunmuştur

:

:

:

: