Tedrici açılım kararlarından sonra, ülke öyle bir açılıp saçıldı ki. Millet nerede ise iki buçuk aylık kapanma sürecinin ardından bu sürecin rövanşına kalktı.
Açılımla ilgili olarak alınan ve uygulanması beklenen hiçbir önlemi maalesef uygulamadık.
Uygulamadan imtina ettik.
Sosyal içerikli etkinlikler için düğmeye basıldı.
Bunlar, toplumun vazgeçilmezleridir. Fakat bunlar yapılırken. Virüsün yayılmaması için belirlenen üç önlem de uygulanmalı idi.
Sosyal mesafe.
Hijyen.
Maske.
Sosyal mesafe ve maskeyi tespit çok kolay.
Hijyene uyulup uyulmadığını o etkinliğe katılanlar bilir.
Önümüzde, Cumhurbaşkanlığı seçimi var.
Birçok siyasi etkinlikler olmaktadır.
Hemen hemen hepsinde. Bu kurallara uyulduğu görülmemiştir.
Basın ve sosyal medyadan gelen eleştiriler karşısında. Kısmen uyulmaya çalışılmaktadır.
Maske, yüz çehresini örttüğü için Siyasilerin buna pek sıcak bakmadığı da düşünülebilir. Fakat bu etkinlikler topluma dönük olarak bir fırsata çevrilebilir. Bir örnek teşkil edilebilir diye düşünüyorum.
Sosyal mesafeyi ise ara ki bulasın.
Hijyen bir ortam ve olanağın olmadığı birçok etkinlik de ortaya çıkmaktadır.
Bu tepedeki durum.
Bazı siyasiler ve partiler, seçimlere yönelik etkinlikleri iptal ettiler. Bazıları ise yola devam dediler.
Bu manzaralar, diğer kurumlarımız olan sivil toplum örgütlerinde de yaşanmaktadır.
Ayni manzaraları maalesef devlet dairelerinde de görmek mümkün.
Belki bazı devlet dairelerindeki amirler bu konularda hassas olabilir. Ama birçoğunda bu hassasiyet yok. Ülkenin küçüklüğü ve duygusallığın ağır basması. Kuralların uygulanmasını mümkün kılmayabilir.
Unutmayalım ki Virüs, hatır gönül tanımaz. Bu iş duygusallığa sığmaz.
Ayni durum spor kulüplerimizde de mevcut.
Birçok kulüp, ekonomik çıkmazdan kurtulmak için gelir getirici sosyal etkinlikler yapıyor. Bu etkinliklerden biri de Tombaladır.
Sosyal mesafe ve maskeyi bu etkinlikte görmek mümkün değil.
Bu önlemleri virüsün bulaşmaması için almak çok külfetli bir iş mi ? Biz halk olarak daha işin ciddiyetini kavrayamadık. İş çok ciddi ve boyutları tehlikelerle dolu.
Birçok ülke, aşısını buldu diye dünya kamuoyuna duyuruda bulundu. Hatta bazıları tarih de verdi. Bulunan aşıların, Virüsü ortadan kaldırıp kaldırmadığı konusu ise tam manası ile aydınlığa kavuşmadı.
Dünya, Yaz’ı yaşıyor. Virüs azarak yayılmaya devam ediyor. Yazda yayılma oranı daha az diye tıp otoritelerinin açıklamalarına rağmen.
Korunmamız için elimizde yukarıda bahsettiğim 3 silahımız var.
Hijyen durum.
Maske.
Sosyal mesafe.
Bu silahları iyi kullanmayı becerebilirsek. Yolun sonundaki selamete erişebiliriz.
Yok, açılıp saçılmaya devam diyorsak. Buna hakkımız yok.
Kendimizin sağlığını hiçe sayabiliriz ama başkalarının sağlığını hiçe sayma hakkımız olamaz.
Kuralları koyan, bu kuralların uygulanması için önlemler almalı.
Uygulamayanlar veya uygulatmak istemeyenler için de müeyyideler koymalı ve bunları uygulatmalı.
Kış aylarında, virüsün yüzeylerde uzun müddet kalabileceğini tıp otoriteleri söylemektedir. Yani kışın yayılma oranı çok daha yüksek. Üç ay sonra kış mevsimin ilk aylarına gireceğiz. Önlemleri ciddi şekilde uygularsak. Kışa daha rahat girebiliriz. Aksi, aksini düşünmek bile istemiyorum.
Dünya sağlık örgütü, Virüsün yayılma gerekçesinde. 20 – 30 ve 40 yaşındaki gençlerin üç önleme riayet etmedikleri sonucunu ortaya koydu.
Yayılma ile ilgili bu yaş gurubundaki gençleri suçladı.
Bu iş “ balligariliğe” (cesurluğa) gelmez.
Bu durumda, dünyada ve bizde Siyaset kurumuna büyük görevler düşmektedir.
Bu da konulan kurallara uymayanlara müeyyideler uygulamaktır.
Bunun şakaya gelir tarafı yok.
Sonra.
Yalçın Cemal demedi demeyiniz.