Cumhurbaşkanı’nın kabineye başkanlık etmesi…

Son günlerde, Sayın Cumhurbaşkanı’nın görevi devralmadan önce bir bakana vekalet vermesi gerektiği hususu medyanın gündemini meşgul ediyor.

Son günlerde, Sayın Cumhurbaşkanı’nın görevi devralmadan önce bir bakana vekalet vermesi gerektiği hususu medyanın gündemini meşgul ediyor.

Bu noktada bir sonuca varmadan önce, Anayasamızın Bakanlar Kurulunun oluşumuna ve görevinin sona ermesine ilişkin düzenlemelerine bakmamız gerekiyor.
Anayasamız, Bakanlar Kurulunun, istifa dahil herhangi bir nedenle görevinin sona ermesi halinde, yeni Bakanlar Kurulu kurulup güvenoyu alana kadar, eski Bakanlar Kurulunun göreve devam edeceğini düzenliyor.

Hal böyle olmakla birlikte, spesifik olarak Başbakanlık mevkisinin boşalması halinde ne olacağına ilişkin bir düzenleme yok.

Dolayısı ile, mevcut Bakanlar Kurulunun, bir sonraki kuruluncaya kadar görevde kalacağı tartışmasızdır.

Bu noktada, Başbakanın yokluğunda, Bakanlar Kuruluna kimin başkanlık edeceği hususu gündeme gelmektedir.

Önerilerden biri olarak kamuoyunun gündemine getirilen Sayın Cumhurbaşkanı’nın
görevi devralmadan önce bir bakana vekalet vermesi gerektiğine dair yorum, yapılabilecek en kolaycı yorum olmakla birlikte, aslın olmadığı yerde, vekil de olamayacağından son derece hatalıdır.

Neticede Sayın Tatar artık Başbakan olmadığından, yerine vekil atasaydı dahi, bu vekalet de geçersiz hale gelecekti. Dolayısı ile bu şekilde yapılacak bir yorumun hukukun en temel prensiplerine aykırı olacaktır.

Sorunun vekil tayini ile çözülmesi mümkün olmadığına göre ve Anayasa’da mevcut bakanlar kurulunun, bir sonraki kurulana kadar yürürlükte kalacağı amir hükmü de dikkate alındıktan sonra, ülkeyi hükümetsiz bırakmayacak şekilde yapılabilecek yegane yorum, Sayın Cumhurbaşkanı’nın Bakanlar Kuruluna başkanlık etmesi şeklinde olabilmektedir.

Nitekim, Anayasamız, Cumhurbaşkanının, gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kuruluna başkanlık edebileceğini düzenlemektedir. Bunun yanında Cumhurbaşkanı, yürütmenin başında olduğundan, bu husus kuvvetler ayrılığına ters düşmeyecektir.
Keza, mevcut Cumhurbaşkanı, görevde kalacak olan hükümetin Başbakanı iken bu mevkiye geldiğinden, meşrutiyeti de tartışılamayacağından, demokrasinin de en iyi biçimde tezahürü olacaktır. Neticede, bir önceki Cumhurbaşkanı’nın Bakanlar Kurulunu kurmakla görevlendirdiği bir kimsenin, başka bir ünvanla da olsa Bakanlar Kuruluna başkanlık etmesi, Başbakan olmak için yetkilendirilmemiş bir kimsenin,bu görevde artık olmayan bir Başbakan tarafından vekil tayin edilmek suretiyle bu görevi üstlenmesinden daha demokratik olduğu gibi, etik değerlerle de daha uyumludur.

Bu aşamada ayrıca ifade edilmesinde de fayda vardır ki, Mecliste en fazla sandalyeye sahip konumdaki Ulusal Birlik Partisi’nin yakın zamanda kurultayını tamamlayarak genel başkanını belirleyeceği ve yeni hükümetin de bunu müteakip kurulabileceği değerlendirildiğinde, Bakanlar Kurulu’nun icraat odaklı değil ancak acil meselelerde bu şekilde toplanmasının toplumdaki adalet duygusunu da zedelemeyeceği sarihtir.
Bu haber 11356 defa okunmuştur

:

:

:

: