15 Kasım günü KKTC ziyaret eden Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Devlet Bahçeli ve KKTC’ye gelen TC Bakanlar Kurulu Üye’lerinin KKTC’nin 37.’nci kuruluş yıl dönümü tören ve etkinliklerinde aramızda bulundukları günün tarihi bir değeri vardır. Güney Kıbrıs’ı fazlası ile rahatsız ettiği ise güneydekilerin kilise dahil Anastasiadis’in demeçlerinden anlaşılmaktadır.
15 Kasım günü KKTC ziyaret eden Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Devlet Bahçeli ve KKTC’ye gelen TC Bakanlar Kurulu Üye’lerinin KKTC’nin 37.’nci kuruluş yıl dönümü tören ve etkinliklerinde aramızda bulundukları günün tarihi bir değeri vardır. Güney Kıbrıs’ı fazlası ile rahatsız ettiği ise güneydekilerin kilise dahil Anastasiadis’in demeçlerinden anlaşılmaktadır. Güney Kıbrıs, Sayın Erdoğan’ın KKTC gelişini Maraş bölgesine gidişini uzun zaman hazmedemeyecek durumdadır. Kilise hiç bir zaman çözüme onay vermediği gibi Türkiye’nin Cumhur ittifakının birlikte KKTC bulunduğu günü blr nevi yas ilan etmiş konumundadır. Kendi bilecekleri bir durum, biz Kıbrıslı Türkleri, Rumların hal ve davranışları, Kıbrıs tarihinin dönüm noktalarından 20 Temmuz 1974’teki Barış Harekatı’ndan sonra ne Türkiye’yi ne de Kıbrıslı Türklerin çok büyük bir çoğunluğunu ilgilendirmemektedir. Anastasiadis Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ın 15 Kasımda adamızda bulunuşunu büyük bir meydan okuma olarak nitelendirse de nasıl kabul ederse etsin güçlü Türkiye’nin güçlü lideri KKTC’ne gelmiş ve Kıbrıslı Türkler ile kucaklaşmıştır. KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar Cumhuriyet bayramı için yaptığı açılış konuşmasında “Bir halk için en büyük erdemlerden biri kendi bağımsızlığını ilan etmek, kendi devletini kurmaktır' sözlerine ilaveten “1974 öncesinde cemaat statüsünde tükenişe doğru giderken bugün Devlet sahibi bir halk noktasına gelmiş bulunuyoruz. Gururluyuz. Güven içindeyiz. Cumhuriyetimizin kıymetini bilerek, onu daha güzel günlere taşıma çabası içinde olmalıyız. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni esenlendirerek yüceltmeliyiz' diyerek ülkemiz ile ilgili yapmak istedikleri hakkındaki düşüncelerini halkımız ile paylaşmıştır. Adamıza önceden gelen ve bir takım temaslarda bulunan Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar ile de görüşmüş ve Önümüzdeki dönemdeki birlikte atacakları adımları ele almışlardır. “Milli davamızda söylem ve eylem birliğimiz sarsılmazdır!” Diyen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bir bakıma işin özetini bir cümleye sığdırmıştır. Bizler geçmiş mücadelenin canlı tanıklarıyız , 21 Aralık 1963 tarihinden itibaren yeniden alevlenen Kıbrıs hadiseleri üzerine ada genelinde Rumların başlattığı katliam büyük infial yarattığını ve 1966 yıllarında Rumların tek isteğinin Akritas planı gerçeğinden hareketle Türk halkı sindirilecekleri planlarını ve adayı Yunanistan'a bağlanacakları projelerini bilenleriz 1967 yılında Rum saldırıları devam ederken Yunanistan askerlerinin adaya gelişi ve askeri üs kurdukları bilinmektedir.Sivil Türk halkı çok zor şarlar altında idi.Her ailede, her evin mücahidi ayrıca vatan toprağı için canını feda edenlerin şehit mertebesindeki varlığı, kayıplarımız, gaziler ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kahraman askerleri, Kıbrıs Türk Halkının yüreğinde yer edenler olmuştur. 1963 yılında Erenköy Direnişi unutulmamıştır. Kardeşim Dr. Niyazi Özdemir’de Erenköy’e deniz yolu ile gelen öğrenciler arasında olup bu gün bizlere orda geçirdikleri mücadele yıllarını anlatandır. 20 Temmuz Barış harekâtı ile Kıbrıs'ın tümüne barış gelmiştir.1974 ve sonrasında 1976'da Kıbrıs Türk Federe Devleti kurulmuştur.1976 ve 1983 yılları arasında yeniden şekillenen siyasi irade ile 15 Kasım 1983'de Kıbrıs Türk Federe Devleti Meclisi Self-determinasyon hakkını kullanarak oybirliği ile aldığı bir kararla, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni ilan etmiştir. KKTC'nin kuruluş bildirgesini Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş okudu. 1983 den bu güne kadar aradan 37 yıl geçmiştir ve biz yıllardır Kıbrıs Türklüğünü yaşatmak için yaşamlarından vazgeçenleri kanlarını toprak için bahşedenleri, şükran ve minnetle anıyoruz. O gün yeri göğü inlettiğimiz marş ile Türkiye büyükelçiliği önünde haykırarak söylediğimiz Dağ başını duman almış marşının duygusallığını dün gibi kalbi duygularımızda yaşayanlarız. 37. Yılda bizleri yalnız bırakmayan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Sayın Devlet Bahçeli’ye minnetarız. “Ne Mutlu Türküm Diyene”