Covid 19 dünya siyasi, ekonomik ve sağlık temellerini sarsmaya devam ediyor. İşte bu gelişmeler yaşanırken neler oluyor bir onlara bakalım dedim. Daha da sonrasında Türkiye iç politikasında ve KKTC iç politikasındaki şekillenmelere bir göz atalım istedim.

İngiltere’de karar vericiler askeri harcamaları son 20 yılın en yüksek seviyesine çıkarma kararı aldılar. Post Modern harcamaları olarak nitelendirebileceğimiz bu harcamalar özellikle yapay zeka ve uzay alanında yapılacak. Covid 19 hayatı bu şekilde etkilemişken İngiltere kendisini bir rotaya koydu ve yol da alacak.
Gelelim Almanya’ya ..

Sokaklarda Covid-19 eylemleri şiddetli bir şekilde devam etmekte, hatta bir alman parlemanter bu gösterilerde tutuklanmıştı. Bu eylemlerin sebebi de federal meclisin covid hakkında aldığı sert kararlar…Gösterilerde 300 bin civarında eylemci mevcut. Bu eylemlerde dikkatimi çeken milletvekillerinin de katılmasıdır. 11 vekil bu eylemlerde yaralanmıştır.

Daha da ilginçtir son 2 haftada dünyada AŞI açıklamaları ardı ardına gelmeye ve başarı oranları açıklanmaya başlanmıştır.

Dünya genelinde şimdiye kadar toplam vaka sayısı 54 milyon 329 bin 104. Hayatını kaybedenlerin sayısı 1 milyon 345 bin civarında . Yani bunu orana vurduğumuzda %2.4 ölüm riski mevcut.

Aşı firmalarından gelen açıklamalara bakarsak Phzer %95 , BioNTech %90 Moderna %94.5

Aşı olmayanların ise hastalığı atlatma olasılığı ise %97.6.
Olasılıkları önünüze koydum. Düşünen her insan durumu analiz ederek neticeye varır.

Covid 19 Aşısı olmayan insanların aşı olanlara kıyasen hayatını kaybetme riski daha az.

Aşı alanı büyük bir pazar. Son dönemde işte bu pazarda açıklamalar ve olasıklıklar tek tek açıklanıyor. Küresel sermayecilerin istediği noktaya doğru gidiyoruz.
Kısacası her ülke benim aşım daha iyi fikrini basın yoluyla dünyaya yayıyor.
Berlin’de göstericilerin maske takmaması da küreselcilere karşı bir ayaklanma olarak görülebilir. Bu tek Berlin’de mi oldu, hayır! Paris’te de benzer mottoları görüyoruz.
ABD’de başlayan çekişme tüm dünyaya yayıldı. Hep size KAVGA diye bahsediyordum. Gelişmeler hepsi birbiriyle ilintili.

Türkiye’ye bakarsak; Muhalefet son dönemde ekonomi üzerinden Türkiye’deki yönetimin üzerine çullanma peşindeler. Faizlerin arttırılması konusunu basın yoluyla her seferinde deklare etmişlerdir.Ak Parti’yi eleştirinler kısacası faiz üzerinden yürüdüler. Dün Merkez Bankası yaptığı toplantıda faizleri 4.75 arttırdı. Göreve gelen Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal ilk icraatı olarak resti gördü ve cevabını verdi. ABD’deki seçimler sonrası Türkiye’de hem Ekonomi Bakanlığında hem de Merkez Bankasında değişikliğin olması tesadüf değil, aksine ABD’deki karar vericilere bir mesajdır. Gelen isimler BİDEN seçilmesi sonrası dönem için göreve gelmişlerdir. Küresel ve ekonomik değişimlerin taleplerine uygun isimler olarak düşünülmüşlerdir. Kısacası ABD’ye mesaj şöyle verilmiştir; Senin seçimleri kazandığını gördüm aramızda her ne kadar anlaşmazlık olsa da orta bir yolda yol alabiliriz… denilmiştir. UYUM için gerekli mesajlar acil bir şekilde verildi.

Gelelim KKTC’ye hükümet kurma görevi UBP idi. HP bu işe yanaşmadı. Bu görevi CTP’ye verilebilir. Lakin CTP’nin hükümeti yönettiği dönemdeki ekonomik başarısızlık ortada iken önümüzde bir erken seçimin olma olasılığı çoğaldı. O yüzden dünyada büyük gelişmelerin olduğu ortamda KKTC’nin bu fırsatları kaçırmaması çok önemlidir. KKTC’de SN TATAR’ın cumhurbaşkanı olması ve Türkiye ile beraber uyumlu bir şekilde politika izlemesi hem uluslar arası aktörler hem de Rum yönetiminde birer mesajdır. Bundan sonra Federal çözümden yana olmadığımızı 2 devlet modeli ile yola devam edeceğimizin mesajları Maraş’tan verildi. KKTC’de büyük değişimlerin olacağını seçim gecesi yazdığım yazıda okurlarımıza bildirmiştim. SN TATAR KKTC için büyük bir fırsat ve Konjonktörde buna müsait.

Yazıyı yazdığım saatte uluslar arası basına düşen bir haber de Phzer firmasının aşı fiyatı dünyaya ilan edildi. 300 Milyon Doz aşı için AB 4.65 Milyar EURO ödeme yapacak. Adet olarak da 280 TL’ye denk geliyor.