Toplum olarak en büyük problemlerimizin başında hayvanlara yapılan çeşitli eziyetler ve her türlü şiddet olayları gelmektedir. Maalesef, ülke olarak bu konuda gereken hassasiyeti sadık dostlarımıza göstermemekteyiz.
Toplum olarak en büyük problemlerimizin başında hayvanlara yapılan çeşitli eziyetler ve her türlü şiddet olayları gelmektedir. Maalesef, ülke olarak bu konuda gereken hassasiyeti sadık dostlarımıza göstermemekteyiz.
Oysa ki hayvanlar, sadece bir varlıktan ibaret değildir. Onlar da tıpkı insanlar gibi duygulara sahiptir ve hatta dış dünyaya olan duyarlılıkları insanlardan bile fazladır.
Hayvanlar, sadece insanların onları beslemesine değil, sevgilerine ve şefkatlerine de muhtaçtır. Onları sadece besleyerek ya da onlara sadece bir koruma alanı oluşturarak başıboş bırakarak kazanamayız ve aramızda bir bağ kuramayız. Aksine, böyle davranarak onları dışlamış ve hatta psikolojik şiddete maruz bırakış oluruz.
Ayrıca, biz insanlar çoğu zaman uğradığımız fiziksel ya da psikolojik şiddeti yetkili makamlara ya da mercilere bildirerek, şikayet hakkımızı kullanabiliyor isek de; ne yazık ki hayvanların böyle bir meziyeti bulunmamaktadır.
Dolayısıyla; onlara karşı yapılan her türlü şiddeti ancak o hayvanın vücut dilinden anlayabiliriz ki; bu da pek kolay bir şey değildir.
Bu konuya hukuki pencereden bakacak olursak; Türkiye Cumhuriyeti’nde 5199 numaralı kanunda hayvanı sahiplenen kişi, onun her türlü bakımını üstlenmiş kişidir. Bu yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişiye sadece para cezası verilmektedir.
Oysa ki onlar hissedebilen varlıklardır. Her isteyen kişi hayvan sahiplenememeli, bunun için belli şartları taşımalı ve hatta belli eğitimlerden geçmelidir.
Ülkemizde, sokaklarımızın başıboş ve terk edilmiş hayvanlarla dolu olduğu göz önünde bulundurulduğunda, petshoplarda hayvan satımının yasaklanması, denetimlerin artması ve hayvan sahiplenen kişinin sorumluluklarını yerine getirmediği takdirde hapis cezası dahi gündeme alınmalıdır.
Böylelikle, bu konuya gereken hassasiyet gösterilmeli ve nasıl ki anne-babanın çocuk üzerinde velayet hakkı varsa, sahiplenen kişi için de o hayvan üzerinde buna benzer güçlü bir hakkı olacağı düzenlemeler yapılmalıdır.
“Bir semtin sokak hayvanları sizden kaçmıyorsa, oraya yerleşin. Çünkü komşularınız iyi insanlardır.”
Goethe