Dünün ve geleceğin analizi

Bugün, 4 Ocak 2021. 2021 kutlamalarının telaşı insan oğlunda bitmeden. Ömründen üç günü göz açıp kapayıncaya kadar çalıverdi.

Bugün, 4 Ocak 2021. 2021 kutlamalarının telaşı insan oğlunda bitmeden. Ömründen üç günü göz açıp kapayıncaya kadar çalıverdi.
İnsan ömrünün su gibi akıp gittiği de bir kez daha ortaya çıkmış oldu.
Efendim, bu günkü yazımda. 2020 ‘de meydana gelen ve bizi ilgilendiren içte ve dıştaki önemli olaylara değinmek istiyorum.
Ayrıca bu olayların 2021 yılı içerisinde dünyamızda meydana getireceği etkilerin neler olabileceğini irdelemeye çalışacağım.
2020 yılında. Dünyayı kasıp kavuran ve çaresiz bırakan bir virüs ülkemizi de pençesi altına aldı. Dünyada milyonlarca insan virüs sayesinde hayatlarını kaybetti. Bu durum maalesef 2021 yılında da devam edecek gibi. Üstelik mutasyona uğrayarak daha süratli ve seri bir şekilde can almaya devam edeceği söyleniyor. Bizi bir nebze ferahlatan, ölüm olaylarında, şükürler olsun ki dünyadaki felaketi yaşamamış olmamızdır.
2021 yılında bir umut olarak virüse karşı aşıların insan oğluna enjekte edilmesi gündemde. Bunun yıl içerisinde sonuçlarını göreceğiz.
Ülkemizde virüs olayından sonra, virüs kadar olmasa bile, çok önemli bir siyasal olayın yaşanması ve gerçekleşmesidir. Bence önem sırasına göre virüsten sonra ikinci sıradaki yerini almıştır.
Bu da 2020 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri olarak 2020 de tarihteki yerini alacaktır.
Tabii buna salt Cumhurbaşkanı seçimi olarak bakmanın. Eski seçimler dikkate alınırsa, mümkün olmadığını da görürüz.
Aslında seçim Cumhurbaşkanlığı seçimi idi.
Yeni Cumhurbaşkanı seçmek için halk sandıklara gitti gitmesine de oylar adayların şahıslarına verilmedi.
Adaylarla bütünleşen iki görüşe oy verdi.
Birincisi Federasyon.
İkincisi eşit statüde İki Devletli çözüm.
Bu iki teze odaklanan adaylar. Bu tezlere halk tarafından verilen oylar nispetinde oy aldılar.
Eşit statüde İki Devletli çözümde, Sn. Tatar.
Federasyonda ise Sn. Akıncı odaklanmıştı.
Halk, Sn. Tatar’ı Cumhurbaşkanı olarak seçmekle. Sn. Tatar’ın savunduğu ve odaklandığı tez olan, eşit statüde İki Devletli bir çözüm modelini de iradesi ile seçmiş oldu.
Bu tezle 1968 yılından itibaren Federasyonu savunan garantör Türkiye’nin bundan vaz geçmesi ve Sn. Tatar’ın tezine destek vermesi. Türk tarafının yarım asırdan beri görüşme masasında müzakere ettiği federasyon tezinden, iki eşit egemen devlet statüsünde bir çözüme yönelmesi ve bunun resmen her iki tarafça dünyaya ilan edilmesi.
Bu durumun. Güneyi telaşlandırması.
Bu gelişme karşısında bazı çevrelerin, KKTC’nin tanıtılması veya tanıtılmanın gündeme gelebileceği yollu haberlerinin. Güneyin paçalarını tutuşturması.
Üçüncü olay ise, 2020 ‘nin sonlarına doğru yaşanan hükümet bunalımının halk üzerinde yaptığı olumsuz etkileri.
Dışta ise, bizi de çok yakından ilgilendiren. Doğu Akdeniz’deki hareketli gelişmeler ve olaylar.
Kıbrıs’ın batısında bulunan doğal gaz kaynaklarına güneyin sahip çıkması girişimi karşısında. Garantör Türkiye’nin sahaya inmesi ve hem kendi kıta sahanlığında, hem de adanın batısındaki doğal gaz kaynaklarındaki Kıbrıs Türk halkının haklarını koruması.
İkinci dış gelişme ise Türkiye’nin Libya ile birlikte deniz yetki alanlarını belirleyen anlaşmanın imzalanması.
Sahaya inen Türkiye’ye karşı Batının düşmanca davranışı.
Ambargo tehditleri v. s .
Tüm Batılıların Sevr’i dayatmalarına karşı, Türkiye’nin hem kendi hem de Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını korumadaki kararlı ve dik duruşunun, 2020 ‘ye damgasını vurması.
Üçüncü dış gelişme ise, 28 yıl Ermenilerin işgalinde olan Dağlık Karabağ’ın. Azerbaycan ordusu tarafından 44 günde çetin savaşlar vererek geri alınması. Burada Türkiye’nin her alanda rolünün büyük olması.
Ada Türklerini yakından ilgilendiren bence en önemli olaylardır.
Pekala, bu olayların 2021’e yansımaları ne olacak ?
Bunu bir irdeleyelim.
Gelişen olaylara baktığımızda. Eskiden olduğu gibi Batılıların bölgedeki çıkarlarını, kendi ulusal çıkarlarının üstünde görüp, hareket eden bir Türkiye’nin olmadığını anladılar ve buna inanmak istemediler. Türkiye’nin blöf veya tehdit yaptığı hayaline kapıldılar. Hakikati görmek istemediler. Deney üstüne deney yaptılar. Türkiye’yi her alanda denediler. Ölçtüler, biçtiler, tarttılar. Fakat sonunda acı gerçekle karşılaştılar.
Türkiye yetki alanları içerisindeki, hak ve menfaatlerinden kesinlikle ödün vermeyen. Bu uğurda savaş da dahil, her şeyi göze alan bir Türkiye’yi karşılarında buldular.
Savaşı göze alan Türkiye’nin, bölgesinde bir güç olduğunu kabul etmek zorunda kaldılar.
Artık, başta Batı ve Dünya. Türkiye ile ilişkilerde bu gerçekleri nazarı itibara alarak 2021’de hareket etmek zorunda kalacaktır.
Başta AB ve ABD, 2021 yılında Yeni Türkiye ile bu minvalde ilişkiler içerisine girerek. İlişkileri düzeltme yoluna gidebilirler.
2021’de KKTC açısından en önemli gelişme ise. Anastasiadis’in iki devletli çözüm için ona buna atıfta bulunarak, sorumluluktan kurtulmak adına yaptığı açıklamaya karşılık. KKTC Cumhurbaşkanı Sn. Tatar’ın tokat gibi yanıtı olmuştur.
Bravo Sn. Tatar.

Bu haber 6643 defa okunmuştur

:

:

:

: