Gözlerimizin rengi ne olursa olsun gözyaşlarımız hep aynı renktedir.
Dünyayı bu duruma getiren, bu kadar çok ağlatan nedir? Biliyor musunuz.? Yarım işler, yarım ilgisizlikler, doyumsuzluklar, yarım sevgiler hatta Sevgiden uzak bir başka olmaya çalışmak, sanki herş ey biliyorsunuz, en güçlü en güzel en önemli en zengin, sizsiniz.
Büyük büyük olmak istediniz.
Siz Büyükler, sayılardan hoşlanırsınız. Onlara yeni bir dostunuzdan söz açtınız mı, hiçbir zaman size önemli şeyler sormazlar.
Sesi nasıl? Şarkı şiir söyler mi, kitap okur mu. Spor yapar mı. Kelebek toplar mı? diye sormazlar. Kaç yaşındadır. Kaç para kazanır diye sorarlar. Ancak o zaman tanıdıklarını sanırlar. Pembe kiremitten bir ev gördüm, pencerelerinden sardunyalar, damında güvercinler vardı derseniz, o evi bir türlü gözlerinin önüne getiremezler. Onlara çok pahalı bir ev gördüm demeniz gerek. Hatta sayısız evler gördüm. O zaman. Aman ne güzel diye bağırırlar.
Yaşam onlar için çok para...
Yaşamı hiçe saydınız. Hırs ve para uğruna Dünya mızı kirlettiniz, Ülkeleri parçaladınız, aileleri çocukları ayırdınız, birbirlerinden koparttınız, hiç acımadan sadece kendinizi düşündünüz. Hiç mi aklınıza gelmedi insan, hayatının ömrü bir kelebeğin ömrü kadar olduğu. Bir bakar mısınız o kocaman devasa AMERİKA bile ne hale geldi. Dünyamıza rezil oldu. Haberleri izledikçe, eyvah eyvah diyorum. Sonrada Ey Adalet, diye bir şey var...
Ne bileyim bu hırs doyumsuzluk karşısında Sevgi hırsı olsaydı. Dünya mızı, insanı nasıl severiz güzelleştiririz iyilik yaparız. Ah da ne Ah.
Dünyamızın dört bir yerinde Korona aşıları yapılmaya başlandı. Dilerim o aşıların içine sevgiyi, iyiliği, güzeli katarlar da Dünyamız iyileşir güzelleşir. Yaşam yolumuzu güzel düşüncelerle değiştirmeli biz insanlar, samimi gülüşlerle ışık olmalıyız, ırkımız dinimiz ne olursa olsun. Yeter ki insan olalım.
Sizi Seviyorum...