Çalışma Bakanlığı Müsteşarı Çelebi Ilık, önceki gün yaptığı açıklamada Bakanlar Kurulu’nda, işveren tarafının üyelerinin resmi olarak atanmasının ardından, Cuma günü Asgari Ücret Tespit Komitesi’nin “yüzde 99” toplanacağını açıkladı.
Bu açıklamanın hemen ardından dün bir açıklama yapan Çalışma Bakanlığı sözünü tuttu.
Bakan Koral Çağman’ın çağrısı ile Asgari Ücret Saptama Komisyonu’nun toplantısı Koronavirüs önlemleri çerçevesinde, yarın saat 11.00’de Dışişleri Bakanlığı Konferans salonunda yapılacak.
Ancak KKTC İşverenler Sendikası, yarın yapılacak olan Asgari Ücret Komisyon toplantısına katılmama kararı aldıklarını duyurdu.
Gerekçe olarak da pandemi önlemleri gösterildi.
Ancak elzem yerlerin çalışması zorunlu olduğuna göre, asgari ücret toplantısının da elzem bir konu olduğu göz önüne alınırsa bu davranışın doğruluğu tartışılır.
Zira Çalışma Bakanlığı, zaten toplantıyı Covid-19 önlemlerini göz önünde bulundurarak yapacağını açıkladı.
Toplantı yeri olarak da Dışişleri Bakanlığı konferans salonu seçildi.
Kısaca önlemler tamam olduğuna göre aylardır beklenen asgari ücret için çalışanları daha fazla bekletmeye kimsenin hakkı yok.
Peki yarın ki toplantıda karar çıkar mı?
Yani asgari ücret belirlenir mi?
İşveren tarafı katılmasa bile hükümet ve işçi kanadının katılmasıyla Asgari Ücret Masası’nda çoğunluk sağlanıyor.
Dolayısıyla karar da alınabilir.
Peki bir uzlaşma mümkün olabilir mi?
Şu an brüt asgari ücret 3820 TL olarak uygulanıyor.
İşçi kanadını temsil eden Hür-İş Federasyonu’nun istediği rakam 4900 TL.
İşveren tarafı ise bugüne kadar bir rakam dahi telaffuz etmek istemedi.
Hükümete düşen bir ara formül bulmak.
Peki o ara formül ne olabilir?
4 bin 400 TL gibi bir rakam işvereni de işçi kesimini de tatmin edebilir.
İçinde bulunduğumuz koşullar ve hayat pahalılığı da dikkate alındığında bu gerçekçi bir rakamdır.
İşveren bu rakam için gerekli fedakarlığı göstermeli, Hür-İş de 4 bin 900 TL’nin olamayacağını anlamalıdır.
Elbette çalışanlar zor durumdadır. Ancak şunu unutmayalım, asgari ücretin 4 bin 900 TL yapmak demek, istihdamı da tehlikeye atmak anlamına gelir.
Kaş yapayım derken göz çıkarmamak için işveren ve işçi bir rakamda uzlaşmalıdır. Bu işi daha fazla uzatmak da kimsenin faydasına değildir. Bizden söylemesi…