Son yazımız pek bir merak uyandırdı. Gelen mailler ve yorumlar bende bu kanıyı uyandırdı. Bu yazımız da tekrar tekrar bu konuyu beyin fırtınası yaparak hep beraber düşünmeyi başlatmak istiyorum.
Boğaziçi’nde 500 küsür öğrencinin rektör konusunda ayaklanma üstüne LGBT konusunda sosyal medya ve dijital alanlarda örgütlenip sokaklara insanları çağırması olayı benim açımdan bir çok konuyu çağrımlaştırıyor.
Bunun ucu Atlantik ötesine kadar uzandığını rahatlıkla söyleyebilir. Avrupa başkentlerine kadar uzandığını da .. Sığ fikirliler bunun sadece Türkiye de planlı bir eylem olduğunu düşünmektedir. 15 temmuz, gezi ve 17/25 aralık olaylarının başka bir boyutunda hazırlıklar olarak bu gelişmeleri yorumlayabiliriz.
Hareketlenme Trump döneminde olmadı .Hatırlayalım çok gariptir. Biden koltuğa oturur oturmaz gelişmeler birbirini izledi. 15 temmuzun faillerinin çoğuna ab ülkeleri ve abd ev sahipliği yapmakta. Lakin bu sefer PKK ve DHKP-C gibi örgütler sahne de . Aslında öğrenci ve LGBT üzerinden kurgunlanmak istenen oyuna uluslar arası kurumlar dan da destek almak gibi niyetleri var. Hatta her seferinde Türkiye karşıtlığı fikirleri olan KATİ PİRİ ‘de bu olaylara sosyal medya ve sokaklarda açıklamalar yaparak destek vermeye devam ediyor. Bunun dışında fetöcüler de var.
15 temmuz da başaramadıklarını ,başarmak için yine deneyecekler. Boşuna Türkiye cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan demedi… ‘’Kimler kimlerle beraber’’ ve ‘’Topunuz gelin’’. Bunları derken bile karşılarında olan şer ittifakından bahsediyordu. Türkiye siyasi tarihinde CHP- HDP ittifakına kaç defa şahit olduk? Hepsi bu dönemde gerçekleşiyor. 21yy da böyle bir mücadele veriyoruz. Bu mücadele bugün yalnız olmadı , dün de vardı. Tarih tekerrürden ibaret.. sözü bugünde gerçek oluyor. Dün karşımızda kim varsa bugün de onlar var. Bizi kurulduğumuz yerlere sürme peşinde olanlar , yine aynı gayret içindeler Siyasi ve ekonomik olarak bizlerle bilek güreşine girmiş durumdalar. Lakin bu gelişmeleri gören MHP ve Ak parti bu şerr ittifakı karşısında birleştiler. Dün de bu yüzden devlet bahçeli güzel bir söz söyledi.. ‘’ Erdoğan düşerse Türkiye düşer’’ diye. Tarihe geçecek bir söz. Bu söz öylesine söylenmiş bir söz değil. Altı dolu ve gelişmeler neticesinde söylenmiş bir söz.
BİDEN bile koltuğa oturmadan önce TC cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alarak devirmeyi planlıyordu. Bunun için de CHP’ye destek vereceklerini hiç çekinmeden açıklıyordu.
Sadece CHP’ye mi? Hayır
Kimler Erdoğan’ın karşısında bir bakın. Kimler kimler le görüşüyor? İzleyin netice önünüze gelecektir. Türkiye’yi yumuşak karnı EKONOMi ‘den vuracaklarını sizlere yazmıştım. Bunu daha önce STRATTFOR raporu hakkında ki yazımda da belirtmiştim. Lakin bu kurguyu planlayanların ekmeğine kimse yağ sürmesin. Gemi hepimizin..
Biden’in Türkiye muhaliflerine destek sözü sonrası gelen kalkışma ve sokağa dökülme olayları öyle sıradan adlandırmayalım. O yüzden bu eylemlerin karşılıksız kalması Türkiye’nin istikbali için önemlidir. Kendi siyasi istikballeri için dış mihraklarla kimse iş tutmasın..
Hem içeride hesaplaşırken bir taraftan Ege diğer taraftan doğu Akdeniz de bizlerle hesapları olanların hesaplarını kesiyoruz. Mücadele sadece içeri de değil dışarı da başarılı bir şekilde veriliyor.
Hatta o kadar yüzsüzlük ortaya çıkmış ki Cumhuriyet gazetesi haberine göre ABD, Boğaziçi üniversitesine el koyacak diye haber yapılıyor. Cidden bu eylemleri sıradan göstermek yanlış olacaktır.
Selahattin demirtaş’ın AİHM kararı ve Osman Kavala hakkında yapılan açıklamalar ortada iken halen bu eylemleri sadece REKTÖR muhabbetine bağlamak yanlış olur.
Azerbaycan ‘da , Libya da Suriye de , Irak da kimler karşımızda varsa yine onlar da karşımızda.2023 öncesinde kendi gelecekleri için uluslar arası aktörler ile işbirliğinde olanların el ovuşturmalarını hep beraber boşa çıkaracağız. Buradan da elleri boş dönecekler… İzleyip görün!