Geride bıraktıklarımıza odaklanırsak önümüzü göremeyiz.
Ne kadar çok bilgi edinirsek o denli egolardan uzak, yaş kavramını düşünmeden hayallerimizin peşinden koşarak bizi besleyen arzularımızı gerçekleştirerek kanatlanabiliriz...
Bu güzel insanların
atmış oldukları ölümsüz imzalara, bir bakarmısınız. kaç yaşında olduklarına.

Kristof Kolomb Amerika'yı keşfe çıktığı ilk yolculuğunda 50 yaşını çoktan aşmış durumdaydı.

Pasteur kuduz aşısını bulduğunda 60 yaşındaydı.

Mimar Sinan, Süleymaniye camisini bitirdiğinde 70 yaşını geçmişti. Selimiye camisini tamamladığında ise 86 olmuştu.

Galileo, ayın günlük ve aylık çizimlerini yaparken 73 yaşındaydı.

Charlie Chaplin, 76 yaşında film yönetmenliği yaparak hala işinin başındaydı.

Goethe, en büyük eseri Faust'u ölümünden bir yıl önce, yani 82 yaşında bitirmişti. 83'dü.
Halk arasında sık sık duyduğumuz bir sözcük var, ben yaşlamdım. Çekim yasasına göndere göndere kendilerini yaşlı görüyorlar. Yapacak sayısız güzel işler varken. Neden insanlar yaşlılığın peşinden koşuyorlar anlamış değilim. Hayat ne yaşlılığın nede gençliğin çağı ile ilgili değildir. Güvenle ilgilidir. İnsan kendine güvendiği an başaramayacağı hiç bir iş yoktur.
Cesaretli, azimli olmak ümitleri yeşertir. İnsanların idealleri olmalı, o ideallerinin peşinden koşmalı. Çok yaşadı diye hiç bir insan yaşlanmaz. İnsanı yaşlatan hayallerinin gömülmesi, hedeflerinin olmamasıdır.
Hiç kimse fazla yaşamış olmakla ihtiyarlamaz. İnsanları ihtiyarlatan, hayallerinin ve hedeflerinin olmamasıdır. Seneler cildi buruşturabilir, ki günümüzde bununda çaresi vardır, spor yaparak güzel beslenerek sağlıklı uyuyarak cilt buruşluğunu giderilebilir.
Heyecanları idealleri olmayan insanın ruhu buruşur, kararır.
İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar, halbuki hedeflerine götüren yolu yürümedikçe yaşlanırlar.
İnsan ihtiyar olmaya karar verdiği gün ihtiyardır.
Güzellikleri gören yeteneği güçlü olan insan, yüreğinde koşulsuz sevdi taşıyan asla yaşlanmaz. Her gün kitap okuyan, spor yapan bir insanın beyin ve beden gücünü düşünebilirmisiniz.
O attığı adımların ne denli güçlü olduğu.
Tabiri caiz ise yaşlanmak bir dağa tırmanmak gibidir. Çıktıkça yorgunluğunuz artar. Nefesiniz daralır ancak görüş alanınız genişler.
Beynimiz yeni tecrübeler keşfettiği ve hayallerimizin peşinden koştuğu sürece hep genç sayılır.
Sizi Seviyorum...