Layığını Bulmak

“Sana kağıt kalem verdiler dilediğin yaşamı yaz, çiz diye. Sen o kağıdı karaladın durdun. Bu hakedişi kendi kaleminle buldun.” Şeyda Karataş Keçici

Değerli okurlarım bugün, epey bir süredir altına imzamı attığım sonra ne olduysa bütün fikrimi alt üst eden tecrübelerime başka bir gözle bakıp, değişen düşüncelerimden ve çoğumuzun aradığı cevaplardan bahsedeceğim size.





Kalbimizi kıran insanlarla görüşüyor, inanmadığımız cümlelerin altına imzamızı atıyor, yüzemediğimiz denizlerde boy ölçüyor, şurdan atla deseler atlayacak kıvama kendi irademizle geliyoruz. Sonra da bana bunu “insanlar” yaptı diye hayıflanıyoruz. Kimilerimiz yanlışı fark edip hayatının dümenini eline almayı başarırken, kimilerimiz de maalesef hayatlarına bu şekilde devam ediyor. Memnun olmadığı işlerde, mutlu olmadığı yaşamlarda, zararını bildiği insanların elindeki balyozlardan gelen darbelere göğüs gere gere bazen de yıkıla yıkıla bu tekrar ayağa kalkıyor.


Ben 32 yılımın bir kısmını böyle devirdim. Devrilmeden ayakta kalanlar benimdir deyip yola daha sağlam devam ediyorum artık. Mutlu olduğum anları düşündüğümde, temelinde mutluluğu bana yaşatanın yine kendim olduğunu, üzgün olduğum zamanlara döndüğümdeyae yine temelinde bana bu mutsuzluğu yaşatanın bir başkası değil kendim olduğunu gördüm. Bunca zaman “başkası yaptı” diyerek hiç büyümeyen bir çocuk gibi kucağımda kendimi sallayıp durmuşum, kendi kollarımda kendi aklımı uyutmuşum.


Başka elden geliyor sandığım zarar benim iznimle oluyormuş. Evet o ince çizgi tam da buymuş. Ben bunu kaçırmış, yanımdakini, arkamdakini suçlayıp durmuşum. Suçlu benmişim. Suçlu öz kişisinin ta kendisiymiş. Çünkü; olmadığını, iyi gelmediğini, sevilmediğini, saygı görmediğini anladığı her yer ve her durumdan kendini kurtaracak olan yine kişinin kendisiymiş. Durumları kurtarmaya, insanları değiştirmeye, olmayanı oldurmaya çalışmak kendine saygısızlıktan öteye gitmeyen bir yolmuş.


Ne güzel sözdür; “Edeble gelen hürmetle gider” Dikkat kesilin bu söze; edebsize de hürmet gösterin demiyor. Hakedene hakettiği muameleyi göstermen gerektiğine işaret ediyor Rumi. Tek taraflı adalet, tek taraflı nezaket, tek taraflı iyimserlikle yürümüyor işler. Size yapılanın aynısını, karşınızdakine yapın demiyorum. Hayır asla. Zaten o da bir kaybediştir. Ama size ne yaptığını gördüğünüz insandan artık uzaklaşın diyorum. Çünkü insan kendine hak ettiği değeri gerçek anlamda vermedikçe birilerinden bunu talep etmesi samimi bir istek olmuyor.


Ve hayat bize öyle yakın ki; samimiyetsiz bu isteği geri çevirip bir ders daha, bir ders daha veriyor. Ta ki biz kendi hak edişimizi kendi elimizle yazana dek.
Çünkü hayat tek seferlik bir şans. Bu şansı avucunun içinde sıkıca tut ve neye layık olduğuna karar verip, layığını bulmak üzere yaşa.


:

:

:

: