8 Mart Dünya Kadınlar Günü

8 Mart Dünya Kadınlar Günü ya da Dünya Emekçi Kadınlar Günü her yıl 8 Mart'ta kutlanan ve Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü ya da Dünya Emekçi Kadınlar Günü her yıl 8 Mart'ta kutlanan ve Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür. İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır. Fakat her şeyden önemlisi kadının insan hakları diye nitelendirilen ve çekirdek hakkı statüsünde olan yaşam hakkı ve maddi ve manevi vücut bütünlüğü, ihlal edilmekte ve bu durum kadınlarımıza yönelik şiddet ve cinayet olaylarının, en gelişmiş ülkelerden, gelişmemiş geri kalmış ülkelere kadar her yerde az ya da çok yaşanmaktadır. Bugün konuyla ilgili ciddi yasalara sahip olan ve demokrasinin başkenti diye nitelendirilen ülkelerde bile kadına yönelik şiddet olayları artarak devam etmektedir. Bu durum bizlere kadına yönelik şiddet olaylarını bitirmek için iyi yasalara sahip olmanın yeterli olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla iyi yasalarımızın olması yanında bu yasaların etkin bir şekilde uygulanması ve toplumun zihniyetinin adeta bir filtre gibi arındırılması gerekmektedir. Şiddet, her ne şekilde olursa olsun kabul edilemeyen ve insan onuruna asla yakışmayan bir davranıştır. Ayrıca, toplum denen sosyolojik yapıyı oluşturan temel birim ailedir. Dolayısıyla ebeveynler çocukların ilk öğretmenleridir. Bu noktada ailelerin, çocuklarına karşı davranırken ve onların tüm alışkanlıklarını öğrenme sürecinde çok titiz davranmalı ve baskı oluşturmadan bu konuda çocukları bilinçlendirmeleri gerekmektedir. Yapılacak en ufak bir yanlış söylem, hareket vb. şeyler maalesef geri dönülemez olaylara sebebiyet verebilmektedir. Bu nedenle şiddetin her türlüsünün kötü bir şey olduğu çocuklara daha küçük yaşlarda aşılanmalı ve bu konuda toplumun her tabakasına hitap edebilecek programlar düzenlenmelidir. Şiddet, her ne kadar bireysel bir duygu durum bozukluğundan kaynaklansa da şiddeti önlemek toplumsal mücadeleyle mümkündür. Kadınlara karşı fiziksel, ekonomik, psikolojik vb. gibi her türlü şiddeti, kadının beyanını esas almak suretiyle önleyebilmek açısından oldukça etkili olan, Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi’nin de etkin bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki kadına karşı şiddet, soykırım gibi bir insanlık suçudur. Dolayısıyla bu suçun bir ülkede sadece var olması bile o ülkenin ve toplumunun demokrasi ve insan hakları bakımından sınıfta kaldığının en önemli göstergesidir. Demokrasiyi ve insan haklarını yaşatabilmek ve tam anlamıyla bir demokrasi ülkesi olabilmek için, bu suçla mücadele etmeyi ve önlemeyi her birey birincil vazifesi haline getirmelidir.
Bu haber 2034 defa okunmuştur

:

:

:

: