Türk Ulusunun Tıp Bayramı, milli mücadele ile başladı ve tarihi gelişim içerisinde kutlanmaya devam edildi.
Bu genellikle tıp ilmini okuyan ve tıp doktoru olan bilim adamlarının kutladıkları bir gün.
Türkiye’de ilk kutlama, bir protesto mahiyetinde olmuştu. Protestonun gerekçesi de itilaf devletlerince işgal edilen İstanbul için yapılmıştı.
Tıp üçüncü sınıf öğrencisi Hikmet Boran’ın öncülüğünde yapılan gösteri yürüyüşüne, hocalar ve ünlü doktorlar da destek vermişti. Böylece Türkiye’de tıp mesleği mensuplarının, yurt savunma hareketi olarak başlayan bu gösterisi. Her yıl tıp bayramı olarak anılmaya başladı.
Tabii bayram, adı üstünde Tıp Bayramı. Tıbbiyeden mezun olan ve tıp bilimiyle ilgili olanlar ilk başta anlaşılmaktadır.
Fakat bu bayramı salt tıp doktorlarına ve tıp bilim adamlarına hasretmek. Sağlık çalışanlarına çok büyük haksızlık olacağı kanısındayım.
Evet sağlığı yöneten tıp ve tıpla uğraşanlardır. Fakat uygulamayı sahada yerine getiren sağlık çalışanlarıdır.
Doktorları bir ordunun genel kurmayı olarak nitelendirirsek. Sağlık çalışanları da cephede sağlığı tehdit eden düşmanla çatışan piyadelerdir.
Yani, çavuşlar, onbaşılar ve erlerdir. Hangi komutan olursa olsun, sağlığa düşman olanlarla tek başına savaşım veremez.
Buna kalkışan da Don Kişot durumuna düşer.
Bunun en güzel örneğini mücadele verdiğimiz ve dünyayı titreten Corona’ya karşı verilen savaşımda görmekteyiz.
Pandemi ile savaşımda genel kurmayın emir ve direktiflerini yerine getiren, mevzilerdeki çavuşlar, onbaşılar ve en büyük yükü de sırtlananlar erler olmaktadır.
Yani, Sağlık çalışanları.
Bu tüm dünyada yaşanmakta ve kanıtlanan büyük gerçektir. Gün geçmiyor ki dünyamızda bir sağlık çalışanı pandemi savaşında coronayla savaşarak bu dünyadan göç etmesin. Tabii tıp doktorları da büyük oranda bu savaşımı kaybederek insanlık uğruna dünyadan göçüyorlar. Fakat bu savaşta en büyük risk bana göre sağlık çalışanlarındadır.
Doktorlar bana darılmasın .
Dolayısı ile Tıp Bayramı adı altında mücadelenin ve savaşımın asli unsurlarından biri ve savaşı gerçek manada omuzlayan tüm sağlık çalışanlarına da hasretmek herhalde en yerinde bir karar olacaktır diye düşünüyorum.
Pandemi nedeni ile o kadar sağlık çalışanı dünyada hayatını kaybetti ki adı duyulmadı bile.
Bu savaşımın sessiz kahramanı ve şehidi çok.
Çünkü savaş sahada mevzide verilmektedir ve bu savaşın ne zaman sona ereceğini hiç kimse bilememekte. Savaşı yöneten genel kurmay başkanları da dahil.
Dolayısı ile Tıp Bayramının bana göre iki asli unsuru var.
Tıp mensupları ve sahada onları tamamlayan. Sağlık çalışanları.
Ülkemize gelince.
Sağlık çalışanlarımızın, Sağlık kurumlarında yetersiz personele karşın cansiperane bir durumda nasıl pandemi ile savaştıklarını, her gün değişik kanallardan görüp yaşıyoruz.
İnsan üstü bir gayretle, çalışma saatlerine aldırmadan saat mefhumunu hiç akıllarına getirmeden, mevzilerini terk etmeden savaşımlarını devam ettirmektedirler.
Pandemi nedeni ile alınması gereken üç tedbir olan. Maske, sosyal mesafe ve temizlik uygulamaları titizlikle yapılırsa. Bu kesimde çalışan tüm çalışanların da yükü bir hayli hafifletilmiş olacak.
Ne kadar önlem alınırsa o kadar bu kesimin yükü hafiflemiş olur.
Tıp mensuplarının ve onların kopmaz asli unsuru olan tüm sağlık çalışanlarının. Bayramları kutlu ve mutlu olsun.
İyi ki varsınız.
Ya olmamış olsaydınız ?
Tahayyülü bile imkansız.