14 Mart Tıp Bayramı, Türkiye’de tıp alanında çalışmakta olan insanların hizmet sorunlarının tartışıldığı, bilime katkı sunan bilim insanlarının ödüllendirildiği bir anma ve kutlama günüdür. Ayrıca 1976'dan beri sadece 14 Mart günü değil, 14 Mart'ı içine alan hafta boyunca kutlama yapılmakta ve bu hafta Tıp Haftası olarak kabul edilmektedir. Özellikle covid-19 virüsünün hayatımıza girmesiyle birlikte, sağlıklı olmanın kıymetini ve önemini bir kere daha kavradığımız şu günlerde, sağlık çalışanlarımıza duyduğumuz ihtiyaç da artmıştır. Sağlık çalışanlarımızın büyük bir fedakârlık ve özveriyle çalışmaları sonucu en az zararla atlatmaya çalıştığımız bu pandemi sürecini, bizler de toplum olarak üzerimize düşeni yaparak kolaylaştırmalıyız. Akabinde ise sağlık çalışanlarımızın işini kolaylaştırmalı ve maske, mesafe ve temizlik kurallarına uyarak yaşamımızı bu şekilde idame ettirmeliyiz. Bunun yanı sıra, ne yazık ki haberlerde sıklıkla gördüğümüz ve sağlık çalışanlarımızın da sürekli olarak maruz kaldığı şiddet olayları da devam etmektedir. Unutulmamalıdır ki sağlık çalışanlarımıza şiddet, insanlığa şiddet demektir. Sağlık çalışanlarımızın, tüm insanlığı tehdit etmekte olan ve kitlesel olarak mücadele etmek zorunda olduğumuz bu salgın döneminde şiddet olaylarıyla anılması ve şiddet mağduru olmaları kabul edilebilir bir durum değildir. Bu nedenle zorlu çalışma şartları altında mesleklerini icra etmeye çalışan sağlık emekçilerimizin hakları iyileştirilmeli ve şiddetsiz bir sağlık ortamında çalışabilmeleri için yeni ve etkili 'Sağlıkta Şiddet Yasası' çıkarılmalıdır. Buna ek olarak, sağlık çalışanlarımızın her türlü baskıdan uzak ve özgür bir ortamda çalışabilmeleri adına güçlü ve etkin bir sağlık örgütlenmesi de sağlanmalıdır. Son olarak sağlık hizmetlerinin ülkemizde en üst seviyeye çıkarılması için fedakârca çalışan ve sağlık alanında değerli katkılarda bulunan doktorlarımızın ve tüm sağlık çalışanlarımızın Tıp Bayramı’nı kutluyor ve mesleğini icra ederken şehit düşen sağlık çalışanlarımızı şükranla yad ediyoruz.