Nöroplastisite

İnsan beyni, her zaman yeniden şekillendirilebilir. Karar sizin. Ne yapmak istediğinize, yaşamınızı değiştirebilme gücünüzü kullanıp kullanmayacağınıza karar verecek olan sizsiniz.

İnsan beyni, her zaman yeniden şekillendirilebilir. Karar sizin. Ne yapmak istediğinize, yaşamınızı değiştirebilme gücünüzü kullanıp kullanmayacağınıza karar verecek olan sizsiniz.
“Nöroplastisite” terimi, modern sinirbilimin en önemli keşiflerinden biri. Beynimiz, durmadan değişir. Tam şu anda, bu cümleyi okuduğunuz saniyede beyninizde yaklaşık bir milyon yeni bağlantı kuruldu. Bu değişim süreci, yaşamımız boyunca devam ediyor. Elbette, bir çocuğun beyninin bağlantı kurma hızı, Alzheimer hastası ya da demanslı bir yaşlıdan çok daha yüksek. Ancak, eski dönemin dogmalarından biri olan insan beyninin çocuklukta değişebildiği, yetişkinlikteyse; artık değiştirilemez olduğu düşüncesini çoktan geride bırakmış durumdayız.
Beynimizdeki Bağlantıları Yeniden Bağlamak Mümkün Mü?
Modern Sinirbilimin kurucusu ve 1906 yılında Nobel Tıp Ödülü’nün sahibi Santiago Ramon y Cajal, “Bunu arzulayan her insan, kendi beyninin heykeltıraşı olabilir.” sözüyle bize büyük bir anlam ifade etmek istemiş. Eskiden kalma düşünce kalıplarımızdan kurtulup yenilerini ekleyip de dünyamızı oluşturmalıyız. İşte o zaman, yaratıcı durumuna geçmenin keyfini yaşayabiliriz. Örneğin, küçük yaşlarda çevremizden duyduğumuz: “Kızlar, babaları gibi erkeklerle evlenirler.” sözünün geçerliliğini, son zamanlarda çokça düşündüm ve neden böyle olduğunu anladım. Beynimizin başka bir erkek modelini bilmediğini sezdim, sonra da çevremi gözlemledim, üzerinde düşündüm ve sonuçta bundan nasıl kurtulacağımız konusunda her şeyi sorgulamaya başladım. “Niçin böyle oldu? Ben, şimdi ne yapacağım?” gibi sorular üzerinde pek durmadım. Sizler de durmayın, zaten. Başka örnekler de var tabii. Yaşamımız içerisinde girdiğimiz anne - baba rolleri, sevgili rolü, işveren rolü… hepsi; ama hepsi tanıdık. Önceden tanıştığımız bu karakterleri, sonradan bizler, oynuyoruz. Çünkü biz, başka bir rol yapmayı değil; farklı bir rolün olabileceğini bile aklımıza getiremiyoruz. Dövülen bir sevgili, sürekli ağlayan bir anne, aldatılan ya da aldatan bir eş, her an asabi, endişeli, kasvetli bir patron oluyoruz. Tüm bunları, bırakmalıyız. Farkındalığı yaşadığın andan itibaren kendi yaşamının heykeltıraşı ol! Önceki tüm rolleri unutturabilen resimler çiz kafanda!
Beynimizi Şekillendirelim
İstersek, beynimizi şekillendirebilir ve düşüncelerimize yön verebiliriz. Yaşamdaki birçok zincirden bir tanesini kırabiliriz. Yeter ki buna inanalım. Yeter ki kendimizi sevelim, kendimize değer verelim. Düşündüklerimizle kendimize bir vizyon oluşturmalı ve farkındalıkla ya da değil; bu yöne doğru yol almalıyız. Beynimizde nöronlar, düşünceler doğrultusunda ateşlenir ve vücut bu doğrultuda çalışmaya başlar. Olaylara bakış açımız, algılarımızı; algılarımız, fırsatları görme ve değerlendirmemizi; fırsatları nasıl değerlendirdiğimiz ve ne yaptığımız da yaşamlarımızı etkiler. Kısacası, düşünmeye başladıktan sonra, düşündüklerimizi deneyimlemeye başlarız. Bunun için de olumlu düşünmemiz ve olumsuz sözcükleri yaşamımızdan silmemiz gerekir. Deneyimlediğimiz her olayı, olguyu tekrarlayarak alışkanlıklarımıza ekler, onlarla yaşamımıza devam ederiz. Yaşanan her deneyimin benzerlerinin yaşanması, beynin yapısını değiştirir. İlk deneyim sonucunda yeni bağlantılar oluşur. Her yeni deneyim, bu bağlantıları geliştirir. Deneyimlerin artması da bir ağ oluşturmakta ve ağların güçlenmesiyle beceri haline gelmekte. Bu beceri de söz konusu olanı, kolaylıkla yapılabilir duruma taşır. İstediğimiz yaşamı, bu şekilde yaşayabilir ve bu yaşamın keyfine varabiliriz.

Kaynaklar:
Doç. Dr. Gür, Çağla, Mutluluk Sanatı Eğitimi, Ocak 2021.
noroblog.net
Bu haber 3136 defa okunmuştur

:

:

:

: