Ülkemiz zor şartları yaşamaktadır. Ekonomik durumun sarsıldığı kocaman bir yıl geçti. 9 şiddetinde bir deprem olmuş gibi korona salgınının artçı sallantıları devam ediyor. Salgının bulaş önlemlerinin kurallarından dolayı kapalı olan iş yerlerinin mali sıkıntası hayli çoktur. Beklenmeyen kriz ortamı için çare üretilmesi gerekendir. Çarenin sonuç olabilmesi için uzun bir süreç sıkıntıları artırmıştır. Bu süreçte sabır desek bile, bıçağın kemiğe dayandığını söyleyen haklı bir çok kesim vardır.Mali kaynak sıkıntısına her zamanki gibi Türkiyenin desteği Kıbrıslı Türklerin maddi ve manevi güç olarak moral kaynağıdır. Ülkemizde sosyal hayat demoralize bir şekilde devam etmektedir. Gençlerimiz isyankarlık içerisinde bastırılan duygularını ev içerisinde seslendirmektedir. Salgının getirdiği içe dönük yaşam dünyada olduğu kadar ülkemizin dar sınırları içerisinde de sürdürülmektedir. 18-24 Mart arası yaşlılar haftasıdır. Hafta içinde çeşitli etkinlikler yapılmaktadır. “Toplumu ve ülkesi adına çalışmış ve ömrünü en aktif kısmını harcamış her insanın yaşlılık döneminde saygı ve yaşamın asgari gereklerini yerine getirebileceği maddi imkanlara sahip olması kazanılmış bir haktır. Sevgiyle yaklaşılması gereken yaşlılarımız, bizim henüz öğrenemediğimiz bir çok dersi kendi hayatlarında görmüş geçirmiş ve aslında hayatlarıyla bize ışık tutmuşlardır.” diyenlere hak verirken yaş konusunda empati yaptığımız zaman belirtilen kriterler içerisinde olmanın yanı sıra geçmişin toplamındaki tecrübenin varlığından emin olmanın özgüveni içerisindeyiz. Bütün yaşlılarımıza müreffeh bir ömür diliyoruz. Siyasi ortamda gelince muhalefet yapmak niyeti ile kürsüye çıkan parti başkanları, Erhürman, Özyiğit, Özersay uzatmalı konuşmaları ile ayni çerçevede birleştikleri ve beraber mücadele edebilecekleri konularda ağız birliği etmişçesine Meclis Genel Kurulunda her an bir kıvılcım yaratma ve iktidarı zora sokma çabası sarfetmektedirler.Nasıl ki Sayın Akıncı ile ittifak yürüyüşü yaptılar hala daha ayni kafa ve kasa birliğindedirler. CTP-AKEL müşterek beyanat vermekten gocunmamaktadırlar. Şimdilerde gençlerin beyin yıkama operasyonunun adı Cumhurbaşkanlığı Sarayı için ayrılan paranın gereksiz masraf olduğudur. Bir kısım gencimizin de gereksiz masraf yönünde konuştukları düşünülürse muhalefetin algıda başarılı olduklarını görüyoruz. Cumhurbaşkanı ikametgahlarının dünyada ülke tanıtımında bir imaj olduğu unutulmuştur. Sarayın tarihçesine baktığımız zaman “Şimdiki Cumhurbaşkanlığı Sarayı 1930 yılında, İngiliz idaresi zamanında, Lefkoşa'nın Türk mahallesinde, Quirini Burcu üzerine inşa edilmiştir. Lefkoşa valisinin tarafından kullanılması için mimar Robert Macartney tarafından 1920'li yıllarda çizilmiştir. 1960'ta, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kuruluşunun ardından Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı yardımcısı Fazıl Küçük tarafından ikametgâh olarak kullanılmaya başlanmıştır. Kıbrıs Türk Federe Devleti kurulana kadar Türk Toplum Lideri makamı olarak kullanılmıştır. Kuruluşun ardından KTFD Cumhurbaşkanlığı Sarayı olarak adlandırılmaya başlanmıştır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kuruluşunun ardından KKTC Cumhurbaşkanlığı Sarayı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzdeki Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından kullanılmaktadır” açılımını görüyoruz. KKTC ‘nin en yüksek makamında devleti temsil eden Cumhurbaşkanı makamına İngiliz Valisinin her gün yıkılmaması için sağlamlaştırılmaya çalışılan surlar üzerinde olan müze olması gereken bir evde toplantılar yapması ve diğer ülkelerden gelen devlet büyüklerini karşılamasını layık görenler bir bakıma dönüp kendilerini eleştirmelidir. Umarız KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın teşebbüsleri kısa zamanda hayata geçirilir ve cumhurbaşkanlığına bağlı tüm birimlerin ayni çatı altında toplanması yeni binada sağlanır. İç politikada siyasi partilerin iç düzeninde tüzük gereği kongrelerin yasal çerçevede yapılması olası bir erken seçime hazırlığının yapılması farzdır. UBP ‘nin Genel Sekreter seçimini sürüncemede bırakmaması ve kurultay hazırlıklarını tamamlaması ise UBP Genel Başkanı Ersan Saner’in gündemi olmalıdır. Öte yandan YDP’nin 11 Nisan tarihinde yapılacak kurultayı oldukça ilginç yorumları ile gündemdeki yerini korumaktadır. Unutulmayacak tek söz, bu günler için en anlamlısıdır. “Kazanmak en önemli şeydir. Geri kalan her şey, bunun sonucudur.”