Ucuz hayat ve tassarruf tedbirleri

Ülkemizde, başta pandeminin getirdiği sıkıntılar sonucu. Her geçen gün değil, her geçen saniye, hayatı pahalılaştırmaya bütün şiddeti ile devam etmektedir.

Ülkemizde, başta pandeminin getirdiği sıkıntılar sonucu. Her geçen gün değil, her geçen saniye, hayatı pahalılaştırmaya bütün şiddeti ile devam etmektedir.
İş başına geçen siyasal iktidarların ömürlerinin çok kısa zaman diliminde kalması ise, ülkemizde telafisi mümkün olmayan istikrarsızlıkları da beraberinde getirmektedir. Bu olumsuzluklar ve sıkıntılar, KKTC’de bir yaşam biçimi olarak da lanse edilmeye çalışılmaktadır.
Bu olumsuzluklar tabii ki ülkenin maliyesini ve ekonomisini de etkilemektedir. Bunun bir sonucu olarak maliyenin yapması gereken ödemelerde, büyük sıkıntılara neden olmaktadır. Bu da kamuda çalışan kamu görevlileri ile işçi statüsünde olan çalışanlara ve emeklilere olumsuz yansıtılmak istenmektedir. Yani maaşların aşağıya çekilmesi, dondurulması veya askıya alınması dillendirilmektedir.
Bu kesim, bağlı oldukları yasalara tabii olarak Devletle bir akit yapmışlardır. Akit’in sözleşmesi de ilgili mevzuattır. Dolayısı ile buna dayanarak yapılan akit ve akitler karşılıklı olarak tarafların anlaşması ile feshedilebilir. Fesih halinde ise konu yargının işi.
HPÖ’ de yukarıda söylediğim gerekçelere dayanarak çalışanlara verilen bir haktır. Nedeni de pahalılaşan hayat şartlarına karşı çalışanların mali olarak ayak uydurmalarını sağlamak.
Bazı çevreler, bu kesim çalışanları ile özel sektörde çalışanları karşı karşıya getirecek çok tehlikeli davranış biçimi içerisindeler.
Kamuda çalışanların hakları, bağlı oldukları sendikalar tarafından korunmaktadır. Özel sektörde çalışanların haklarını koruyacak örgütlü kurumları olmadığı için bunlar sahipsiz olarak çalıştırıldıkları iş yerlerindeki iş verenlerin insafındalar. Pandemi nedeni ile bu kesim daha da sıkıntılı zor şartlarda yaşam mücadelesi vermektedir. Bu bir olgu. Bunun çaresi, başka bir kesimin hak kazandığı maaşından keserek, bu kesime aktarmak sorunu kökünden halleder mi ? Zaten pahalılaşan hayat, maaşları yüksek olarak görülen bu kesimi de daha zor şartlara itmeyecek mi ?
Bu düşünce ve politik görüşler “ Ali’nin külahını Veli’ye. Veli’ninkini de Ali’ye verme “ Ata sözündeki veciz duruma getirmeyecek mi ?
Devleti yönetenler, ülkenin sıkıntılarını ortadan kaldırmak için yönetime sahip çıkarlar. Yoksa yeni yeni sorunlar çıkarmak için değil.
Dövizin fırlaması, hayatı daha da pahalılaştıracak. Bundan kaçınmak, bu şart ve ahvalde mümkün değil.
Sn. Arıklı, bunun bir sonucu olarak elektriğe yapılması düşünülen zam oranını açıkladı.
Bu, insan elinin elektrik düğmesine titreyerek gitmesi demek olacak. Isınmada, daha çok odun sobalarının kullanılmasını teşvik etmeyecek mi ? Zaten dünyada ağaç fakiri bir ülkeyiz.
Siyasal iktidarların en belli başlı görevlerinden biri, yurttaşların hayat standartlarını yükseltmek ve refah düzeylerini artırmaktır. Bunun için elde olmayan hayat pahalılığının oluşması karşısında da hayatı ucuzlatmanın tedbirlerini almaktır. Çalışanın maaşından kesintiye gitmek değil.
Ülkede en büyük sıkıntı, temel gıda maddelerindeki suni artışların gelmesi ve büyük oranda yurttaşların bundan olumsuz etkilenmesidir.
Beslenme, büyük problem. Fiyat etiketleri appidurular (kurtçuklar) gibi hareketlilik içinde.
Hükümet edenler bunu engelleyemiyorlarsa ve bu başı bozukluk devam edecekse, ki ediyor. Devlet, destek ve teşviki ile gıdaya dayalı tüketim kooperatifleri oluşturmalıdır.
Ben bunu bir yıldan beri dillendirip söylüyorum. “Yalçın Cemal ile Söyleşi Programına “ çıkardığım her konuğa da bunu dillendiriyorum.
Bu nasıl mı olacak ? Ecevit’in iktidarda iken Belediyelere kurdurduğu tanzim satış modelleri ile mümkün. En büyük oranda besin kaynağı un ve unlu mamuller olduğundan “halk ekmek “ fırınları yapılmıştı.
Bizde de buna benzer gıdaya dayanan kooperatifler kurulmuş. Tüm Belediyelerin ekmek fırınları vardı. Bunlar uzun zaman halka ucuz gıda maddeleri satmışlardı. Bir zamandan sonra nedeni bilinmez, hepsi kapatıldı.
Pandemi bu gıda satış kooperatiflerinin yeniden kurulmasını acilen gündeme getirdi. Bu gıdada bir yöntem. Diğer bir konu.
Maliye kaynak sıkıntısından dem vurmakta. Bu bir gerçek. Fakat bu mali sıkıntılı dönemde tüm devlet kurumları ve bağlı dairelerdeki lale devri yaşantısı da devam etmekte.
Devletin tüm olanaklarının özel hayata yansımalarının, halk indinde tartışıldığı da gözlemlenmektedir.
Yurttaşların beslenme sıkıntısı çektikleri, basına da yansımaktadır. Devleti yönetenler, Radikal tasarruf tedbirleri almayı ne zaman gündeme alacaklar ?
Ben bir ikisine değineyim.
Örtülü ödenekler. Her türlü İzaz ikramlar. Siyasal partilere yapılan hazine yardımları. RHA’ nın asgariye indirilmesi ve kullanımlarının ciddi denetime tabii tutulması.
Bunların yanında, tasarrufa gidilecek çok kalemler var.
Bu haber 7189 defa okunmuştur

:

:

:

: