Peki şimdi ne olacak?
Eğitim sendikası karşı çıkıyor ancak Milli Eğitim Bakanı Olgun Amcaoğlu kararlı.
“Bulaşıcı Hastalıkları Üst Komitesi ve Tabipler Birliği ile birlikte alınan kararların gereği yerine getirilecek” diyor Amcaoğlu.
Peki 12’nci sınıf öğrencileri bugün ne yapacak?
“Yüz yüze eğitim başladı” diye Milli Eğitim Bakanı’nı mı dinleyecek, yoksa “eğitim online olacak” diyen öğretmenlerini mi?
Geleceklerini belirleyecek üniversite sınavına hazırlanan çocuklara bu haksızlığı neden yapıyoruz?
Onları neden böyle bir ikilem içinde bırakıyoruz?
Tuhaf bir ülkeyiz.
Pandeminin en başından bu yana siyasilerin aldıkları kararları eleştirip, “bilim insanlarının kararlarına uymalıyız” demedik mi?
Peki Bulaşıcı Hastalıkları Üst Komitesi, “12’inci sınıflar için seyreltilmiş yüz yüze eğitim başlamalı” dediğinde buna hangi argümanlarla karşı çıkıyoruz?
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, COVID-19 pandemisini KKTC’ye göre daha yoğun yaşayan ülkelerin okulları ciddi önlemlerle açtığını belirtiyor.
Peki biz neden çocuklarımızı eğitimden mahrum bırakıyoruz.
“Maske-mesafe-hijyen tedbirlerinin alınması ve salgının yaygınlığının göz önünde bulundurulması kaydıyla KKTC’de yüz yüze eğitime başlanması gerekir” diyen bilim insanlarının sözlerini geçersiz kılacak hangi bilimsel verilerle öğretmen sendikaları bu tavrı takınıyor?
Salgından her korkan, çekinen görevini yapmayacak olursa, yarın öbür gün sağlıkçılar da “biz kapanmak istiyoruz” derse ne yapacaksınız?
Elbette hükümetin öncelikli görevi tüm eğitim camiasının bir an önce aşılanmasıdır. Buna kimsenin itirazı olamaz.
Ancak 1600 tane çocuğumuz üniversite sınavlarına katılmak için gün sayarken, onlara bu haksızlığı yapabilir miyiz?
Biz şu anda elimizde olmayan bir aşı için bu tartışmayı yaparken, acaba sayın öğretmenlerimiz 12’nci sınıfların bu yıl nasıl mezun edileceğine kafa yoruyor mu?
Çocukları 12. Sınıfa giden velilerin tek isteği şu. Geleceklerini belirleyecek üniversite sınavına hazırlanan çocuklarının önümüzdeki birkaç haftayı en verimli şekilde geçirmesi…
Ancak bu masum istek bile ne yazık ki sendikaların hükümet ile sürdürdüğü politik mücadeleye kurban veriliyor. Yazık. Olan yine gençlere, ülkeyi emanet edeceğimiz geleceğimize oluyor… Bu iş artık kabak tadı veriyor. Bizden söylemesi…