27 Nisan’da Cenevre’de başlayacak 5+BM zirvesine ilişkin görüşlerini paylaşan Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin artık yeni bir görüşle dünya sahnesine çıkacağını söyledi.
Ana muhalefet başta olmak üzere federasyonu savunan çevrelerin ortaya koyduğu, “egemen eşitliğe dayalı iki ayrı devlet yaklaşımı, bizi yalnızlaştıracak. BM parametrelerinden uzaklaşmayalım” söyleminin doğru olmadığını ifade eden Tatar, “Artık biz iyi çocuğu oynayarak bir yere gelemeyiz” diyor.
Kısaca, yeni dönemde hem 2004’teki Annan Planı’nda hem de 2017’de Crans Montana’da ortaya koyduğumuz “iyi çocuk” yaklaşımının artık sona erdiğini görüyoruz.
Çünkü bu yaklaşımın bugüne kadar bize dişe dokunur hiçbir faydası olmamıştır. Aksine zamana oynayan Rumlar, daha fazla şımarmış ve dünyayı aldatmayı başarmıştır.
Aldattı dediysek bu bile isteye bir aldatılmadır. Dünya bugüne kadar Rumların oynadığı bu tiyatroya seyirci kalarak yaşanan gerçekleri görmezden gelmiştir.
Cumhurbaşkanı Tatar, “İki devletli çözüm modelinin reddedilmesi halinde KKTC’nin başka bir politikası olmadığını” savunan görüşlere yönelik sert çıkarak, şu soruyu soruyor.
“Ne yapalım peki, federasyonda ben gidip Rum’a yama mı olacağım?”
Aslında bu ülkeyi seven, kaderini bu ülkenin geleceğiyle aynı gören, bu ülkenin evlatlarına vatan bırakmayı düşleyen herkesin bu soruya samimiyetle cevap vermesi gerekir.
Bugüne kadar öğretilmiş bir çaresizlik içinde kıvrandığımız “Dünya bizi tanımaz” kavramının da aslında ne kadar boş olduğunu görüyoruz.
Cenevre’den sonra dünyada birçok ülkeyle yapılacak temaslar, bugüne kadar yapılan ezberleri bozacak.
Bu konuda gerek Ankara’da gerekse Cumhurbaşkanlığı ekibi nezdinde önemli hazırlıklar var.
Yeter ki biz içi boş tartışmaları bir kenara bırakıp, hamasi söylemlerle gündemi meşgul etmeyelim.
Felsefede yer etmiş önemli bir kuram vardır...
Henüz devletin olmadığı bir durumda yani ‘doğa durumu’nda insanlar eşit olsa da, iki kişi aynı şeyi istediği an çekişme ve düşmanlık oluşur. Bu da doğa durumunda güvensizlik olduğunu gösterir. Güvensiz ortamın doğal sonucu da kaos ve savaştır.
Ünlü düşünür Thomas Hobbes, bu durumu “insan insanın kurdudur” diye dile getiriyor.
Ne yazık ki bu sözü bizim ülkemiz için de “Kıbrıslı Türk, Kıbrıslı Türkün kurdudur” diye pekala çevirebiliriz. Acı ama gerçek. Bu durumda kurtulmadığımız sürece de yarınların aydınlık olması zor görünüyor. Bizden söylemesi…