Yaşam aşk ölüm

Sizce yaşamı, aşkı ve ölümü ayrı kulvarlarda mı kabul etmeliyiz; yoksa bu üç büyük iktidarın, aynı büyüklükte, aynı etkide birbirine bağlı, art arda gelen ve sarmal bir döngüyü oluşturan, kolaydan zora / zordan kolaya devir daim eden sonsuz bir süreç olarak mı yerleştirmeliyiz bilincimize?

Sizce yaşamı, aşkı ve ölümü ayrı kulvarlarda mı kabul etmeliyiz; yoksa bu üç büyük iktidarın, aynı büyüklükte, aynı etkide birbirine bağlı, art arda gelen ve sarmal bir döngüyü oluşturan, kolaydan zora / zordan kolaya devir daim eden sonsuz bir süreç olarak mı yerleştirmeliyiz bilincimize?
Orta Noktada Kalp Var
Yaşam, aşk, ölüm kavramlarına nereden bakarsak bakalım, küçük ya da büyük; sıcak ya da soğuk; kırmızı ya da siyah; hep bir kalp resmi çıkar karşımıza. 21 gr’ lık bu kalp, yaşamı da ölümün birlikteliklerini ve benzerliklerini barındırır beraberinde. Ya aşkı? Aşk demek, zaten kalp demektir. Kalp ve aşk, eşdeğer tutulur. Elif Şafak “AŞK ” adlı o güzel, dokunaklı romanında, önümüze kalp – yaprak karışımı bir sembol çıkarıyor. Tabii, romanın kapağını bile yorumlamak zaman alıyor. Ben ki çok kitap okuyorum; bu romanı üç kez okuduktan sonra “ Tamam, demek ki böyleymiş.” dediğim kesitler var. Aşkı anlatan en güzel fotoğraflar, videolar, resimler… kalplerle dolu. Kalp motifini nerede görsek; gülümsemeye başlıyoruz, içimiz ısınıyor. Baktırdığımız kahve fincanlarında kalp arıyoruz. Daha ne olsun? Demek ki kalp, yaşam demek; aynı zamanda ölümün huzurla son bulması demek.
Kalp Atışları
Yaşama başlarken kalbimiz de atmaya başlıyor. Küçücük kalbimizin ritmik atışlarıyla yaşama tutunuyoruz. Sonra da büyüyoruz; aşık oluyoruz ve aşkla birlikte çekirdek bilinçteki deneyimleri kazanıyoruz. Ta ki kendimizi tanıyana kadar ve gerçek aşkın kendimiz olduğunu anlayana kadar. Uzun ya da kısa; kaliteli ya da yavan bir yaşam sürdükten sonra da kalbimiz duruyor ve ölüyoruz. Ölmekle yaşam bitiyor mu? Eğer, siz de benim gibi yaşamın bittiğine değil de bu dünyadaki rolümüzün bittiğine inanıyorsanız; yaşamın başka kalplerde sürdüğünü biliyorsunuzdur.
Kalp Yeniden Atmaya Başlıyor
Bir gün, özgür irademizle seçtiğimiz bir yer, bir aile ve farklı, apayrı bir kaderde kalbimiz tekrar atmaya başlıyor. Bence, doğum anındaki ritmik atışlarımız, sonraki dönemlerde aşkı da yaşarken hissedilen atışlardır. Bu heyecan, aşkın en güzelini yaşamakla daha da artıyor her seferinde. Kalbin yorulması, yaş alması ve de olgunlaşması, bir nevi ermesi de ne kadar aşk yaşadığına değil; ne kadar kaliteli, içeriği olan aşklar yaşadığıyla bağlantılı. Sonrası… Doğumun ve yeni yaşama gelmenin hazzı, büyümenin basamaklarının hissedilişi, aşklarımızın kalbimizin ritmini yükseltişi ve tüm bunlarla beraber dünya yaşamından boşluğa ve daima yukarıya doğru yaşanan yükselişleri hepimizin yaşadığı bir dünya. Bir de bu yükselişlerin inişleri de vardır ki bunlar bizi bir sonraki yükselişimizde çok daha yukarıya götürüyor.
Gerçek Olan Şey Kalpte Gerçekleşir
Hintli mistk bir guru olan OSHO’nun da dediği gibi: “ Kalp, aşkın, doğumun, ölümün gerçekleştiği yerdir. Ölüm gerçekleştiğinde kalp, durur. Aşk gerçekleştiğinde kalp, dans eder. Yaşam gerçekleştiğinde kalp, çarpmaya başlar. Gerçek olan her şey, kalpte meydana gelir ve gerçek dışı olan her şey, zihinde meydana gelir.” Demek ki kalple bağlantılı olan bu üç şey; doğum, aşk ve ölümü değiştiremeyiz, ona yön veremeyiz. Çünkü bunlar, bilinmezden geliyor. Ansızın ortaya çıkabiliyor; birden yok olabiliyor. Rüzgar, yağmur, güneş gibi geçicidir ve ne kadar süreceğini bilemeyiz. Varoluşa güvenirsek; bunları kabul edersek; o zaman yaşamla ahenk içinde dans edebiliriz. Bu üç büyük iktidar, aynı etkiye ve döngüye sahip, sonsuz bir süreç içinde devam etmekte ve bizi bu yapısıyla büyülemekte.




Bu haber 2855 defa okunmuştur

:

:

:

: