Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak

ABD Başkanı Biden, en nihayet seçimlerde Amerika’da yaşayan Ermenilerden aldığı oyların diyetini ödedi.

ABD Başkanı Biden, en nihayet seçimlerde Amerika’da yaşayan Ermenilerden aldığı oyların diyetini ödedi.
1915’ te Birinci Dünya savaşında İttihat ve Terakki iktidarının zorunlu göçü olarak uyguladığı ve tarihe Tehcir olarak geçen olayları, bir soykırım olarak nitelendirmesi ve açıklama yapması. Türk Amerikan ve Türk Ermenistan ilişkileri açısından büyük zarar getirmiştir.
Hiçbir tarihi ve hukuki gerçeklere dayanmayan bu açıklama. Giderek bozulan Türk Amerikan ilişkilerine tamir edilmeyecek yaralar açmıştır.
Biden bu açıklamayı yapmadan önce, soykırımla ilgili BM’ in aldığı karara bakması icap ederken. Buna gerek duymadan bu açıklamaya yönlendirilmiştir.
BM Genel Kurulunun, 9 Aralık 1948 tarihinde kabul etmiş olduğu sözleşmenin 2. md. “soykırım “ aşağıdaki gibi tanımlanmıştır.
Bu sözleşmede soykırım, milli, etnik, ırki veya dini bir grubun tamamen veya kısmen yok edilmesi maksadıyla aşağıdaki fiillerin işlenmesi anlamına gelir.
1- Grup üyelerini öldürme. 2- Grup üyelerine bedensel ve ruhsal ağır zarar verme. 3- Kasıtlı olarak grubun fiziki olarak tamamen veya kısmen yok edilmesini doğuracak yaşam koşullarına zorlanması. 4- Grup içinde doğumları engellemeye yönelik önlemler alınması. 5- Grubun çocuklarının başka gruba zorla nakledilmesi.
Bu olaylar gerçekleşmedi.
Tam aksi, Birinci Dünya Savaşında Çarlık Rusya’sı tarafından kışkırtılan Ermeniler. Türk topraklarında bağımsız bir Ermenistan kurmak için memleketin içinde ve sivil halkı da hedef alarak Türkleri katlettiler.
Hükümet bu katliamları önlemek için yöredeki Ermenileri zorunlu olarak göç ettirerek, Türklere karşı yapılan katliamların önüne geçmiş oldu. Bu göç sırasında Ermeni ahalide ölümler meydana gelmişti. Fakat bunda o dönemdeki idarenin hiçbir sorumluluğu yoktur.
Biden’ın sözde soykırımı telaffuz etmesi, tamamen siyasi saiklere dayanmaktadır.
Türk Amerikan ilişkilerinin iyi olduğu dönem ki bu 1964’de gelebilmiş. Türk milli menfaatleri öteleme politikası ile dumura uğratılmaya çalışılmıştı.
Amerika NATO şemsiyesi altında, Türkiye’ye uslu çocuk muamelesi uygulamaktaydı.
Türk Amerikan ilişkilerinde 1964 yılı bir milattır.
1963 yılında Kıbrıs’ta “ Kanlı Noel“ olarak tarihe geçmiş olan, ada Türklerinin Rum ve Yunanlılar tarafından katledilmesinden sonra. Türkiye’nin Uluslararası Anlaşmalara dayanan vecibesini yerine getirmek için harekete geçme kararı alması karşısında. Zamanın ABD Başkanı Jhonson tarafından, Türkiye Başbakanı İsmet İnönü’ye yazılan skandal mektupla ilişkiler yara almaya başlamıştı.
Kıbrıs’ta katliamlar devam ederken, Türkiye’ye müdahale yollarını ABD kesmişti. Buna karşılık adada Kıbrıs Türk halkı tarafından milli direniş hareketi başladı.
Uslu çocuk, densizleşmeye başlar başlamaz. 12 Mart 1971 askeri muhtıra ile balans ayarına alındı.
Nihat Erim başkanlığında hükümet oluşturuldu. Bu hükümete ABD istediğini yaptırmaya başladı. Türk köylüsünün geçim kaynağı olan Afyon ekimi ülkede yasaklandı.
Üç sene sonra yapılan seçimlerde iş başına gelen hükümet, ABD ‘yi dinlememeye başladı. Densizlik yine ABD’ye göre hat safhada idi.
ABD’ye rağmen haşhaş ekimine izin verildi. ABD müttefiki Türkiye’ye silah ambargosu uyguladı.
Yara alan Türk Amerikan ilişkilerinde, yaraya tuz basıldı.
15 Temmuz darbe girişimi ile bu yaraya biber de dahil edilince, yara, kangren oldu.
S-300’ ler olayında kangren kontrolden çıktı.
Biden’ın açıklaması ile de ilişkiler Kansere dönüştü.
Bundan sonra ne olacak ?
Bundan sonra ABD ile hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Bu haber 4018 defa okunmuştur

:

:

:

: