Yaşadığımız ekonomik kriz ortamında herkes para istemek için Maliye’nin kapısında kuyruk olurken, iş insanı Ali Özmen Safa, ekonomiye bir yılda 1 milyar doların ülkeye giriş sağlayacak önemli bir öneri ortaya attı.
Neydi bu önerinin başlangıç noktası?
250 bin dolarlık konut alana vatandaşlık verilmesi…
“Gerekirse 20 yıl seçme ve seçilme hakkı da olmasın” diyen Ali Özmen Safa, geçen hafta Ada TV ekranlarına çıkarak, işin formülünü şöyle özetledi:
“Müteahhitler Birliği, şu anda satılmayı bekleyen 25 bin konutluk stok olduğunu söyledi. Bu konutlardan 4 bin tanesini 250 bin dolardan satsak 1 milyar dolar eder. Bu parayı inşaatçı kazanacak. Bunun yüzde 5 KDV’si, yüzde 4 stopajı var. 1 milyar dolardan hesaplarsak devletin kasasına da 100 milyon dolara yakın bir para girer. 4 bin vatandaşlıklar için de kişi başına 10 bin dolar istesek bu da 40 milyon dolar eder. İşte size kaynak…”
Ali Özmen Safa, İngiltere’deki başarılı iş hayatı da dahil olmak üzere bütün krizleri fırsat olarak görmüş ve şirketlerini her krizden büyüterek çıkarmış bir insanı. Dolayısıyla Safa’nın geçmişini bilenler hemen dikkatle bu önerinin üzerine eğildiler.
Bazıları yapıcı katkı da koydu. Örneğin, bu önerinin Güney’deki “Altın Pasaport” uygulamasından farkını anlatmak için CTP Milletvekili Fikri Toros’un dile getirdiği “Altın Tapu” ismi de bunlardan biridir.
Ancak bazıları da her ne hikmetse “Altın Tapu” önerisini anlamadı, ya da anlamak istemedi? Veya bir başka deyimle konuyu yine siyaset malzemesi yaptı.
Vatandaşlık meselesi gündeme gelir gelmez, önerinin önüne “iyi ama…” diye set çekmeye çalıştılar. Bunu anlamak mümkün değil.
Bu ülkede 250 bin dolarlık mülk olmak için o kişinin zaten hali vaktinin iyi olması gerekir. Sorarım size? 250 bin dolarlık konut alacak bir kişi, KKTC pasaportuyla ne kazanacak?
Bu pasaportla AB’de serbest dolaşım mı elde edecek? Ya da dünyada birinci sınıf vatandaş muamelesi mi görecek? Elbette hayır…
Bu kişinin tek kazancı ülkede yaptığı yatırımı güvence altına almak olacaktır. Üstelik en az 20 yıl oy hakkı da olmayacağı için siyasete müdahil olma durumu da olmayacaktır.
Peki durum böyleyken bazı çevreler “Altın Tapu” önerisine karşı neden ipe un sermektedir. Nedeni gayet basit.
Bu kişiler pandemi öncesindeki dünyanın siyasetiyle, ezber siyaset yapıyorlar. Pandemi sonrasında dünyanın değiştiğini, hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmayacağını fark edemiyorlar.
Ancak buradan uyaralım. Dünya artık değişti. Değişmeyenleri de zorla değiştirecek. Kısacası artık böyle gelmiş ama böyle gitmeyecek. Bizden söylemesi…