Geldim, gördüm.

Bir falcının, aslında pek sevmediğim ve aslında niyetimi fincanına dökmediğim kahveme bakıp, senin için kabarmış diyebilme ihtimaliyle doğru orantılıydı, yüreğimin kabarmış olması. Bu pilav niye tutmadı diye üzülebilir, o film neden mutlu bitmedi diye ağlayabilirdim. Öyle bir duygu seli. Öyle coşkulu ve taşmaya hazır.

Bir falcının, aslında pek sevmediğim ve aslında niyetimi fincanına dökmediğim kahveme bakıp, senin için kabarmış diyebilme ihtimaliyle doğru orantılıydı, yüreğimin kabarmış olması. Bu pilav niye tutmadı diye üzülebilir, o film neden mutlu bitmedi diye ağlayabilirdim. Öyle bir duygu seli. Öyle coşkulu ve taşmaya hazır.


Yerim mi dardı, duygularım mı engindi? Hiç bilemedim cevabını. Bakar ve geçer ya kimileri, ben beceremedim bakıp geçebilmeyi. Bir baktım ve orada çivili kaldım ben. Orada inşaa ettim duvarlarımı taşlayan tüm düşünceleri.


Hani derler ya “el zalim”. Tam da bu noktada ellerin kadir kıymet bilmediğini ve hiç bilemeyeceğini kavrayıp kendi kıymetimi bilmeye başladım. Yaşaya yaşaya bildim. Geldim ve gördüm ki;


Bütün küstüklerim benmişim. Avaz avaz sustuklarım banaymış. İçimdeki denizde hiç batmayan bir sandal varmış ve eğer çırpınmayı bırakırsam bitti dediğim nokta da o sandal beni kurtaracakmış. Çünkü küsmek boğulmaya birkaç adım kala son çırpınışmış. Yaşamak adına, küsmekten geçip, uzaktan bakabilmeyi öğrendim.


Kimileri için “en çok beni sev” deyişlerim vardı. Beni sevmesi en muhtemel insanlardan beklediklerim ve bulamadıklarım öğretti bana kendimi sevmeyi. Meğer kendimi en çok ben sevebilirmişim. Aradığım o karşılıksız ve asla terk etmeyen aşk bendeymiş. Yorulup pes ediyorum dediğimde uzanmasını beklediğim el, kendi elimmiş. Tekrar ayağa kalkmam için gerekenler bende mevcut olanlarmış.


Bir şeye “asla!” derken, o aslanın açıldığı kapı olması en muhtemel duaymış. Biri gelip uykumun en güzel yerinde perdeleri kaldırınca görebildim. O kör eden gerçeklere doğru, canımı acıta acıta açabildim gözlerimi. Zırh gibi giydirdiğim saklılarım, sandıklara gizlediğim korkularım, perde perde örttüğüm yalnızlığım gün yüzüne çıkınca gerçekten görüyorum dedim.


Meğer hayat gözlerini kapattığında bulduğun aydınlıkmış. Sen karanlık derken içerde yanan bir ışığı, dışarıya kapanan gözlerinle bulmakmış…

:

:

:

: