Çok eskiden bir zamanlar. Bir başka
yaşarmış güzel insanlar
Pencerelerden salkan çiçekler,
Bahçelerde mis kokulu güller yaseminler, Zambaklar Sardunyalar. Ya o adını koyamadığım burun deliklerini mis kokusu ile kıran güldamlaları. Her bir yaprak muhallebilere ayrı bir tat lezet verirdi. Her bahçede o kocaman ceviz ağaçları, mevsimi geldimi yaş yaş tazecik cevizler, tek tek toplanır eller simsiyah olanakadar soyulur kırk gün sonra.ceviz macunları müthiş bir lezetle en kıymetli müsafirlere ikram edilirdi. Yüzlerde kocaman gülümsemeler kalplerde sıcacık samimiyetler,
Yüreklerden vefa eksik olmazmış..
Fırınlar yakılır kocaman teknelerde hamurlar yoğrulur ekmekler çörekler pişirilir, konu komşu birlikte yermiş. Ya o kocaman kazanlarda pişirilen hellimler tadına doyum olmazdı.
Acı haberlerle gelen cenazelerde, köyler kentler seferber olurmuş mevlütler okutulur kırk gün kırk gece yas ilan edilirmiş acılar yüreklerde hissedilir paylaşılırmış. Saygıda kusur edilmezmiş.

Her daim birbirini yoklayan
Çekinmeden kapısını çaldığın
Kardeşinden öte komşular.
Bende var sende de olsun ,
Bugün bana yarın sana yardımlaşan paylaşmayı bilen o sıcacık yürekler.

Sokaklarında koşup oynayan çocuklar, geç saatlere kadar saklambaç büyük küçük demeden oynayan insanlar. Ha birde ip atlamalar vardı.
Domates biber patlıcan karpuz kavun üzüm satan amcalar,
Her daim tüten bacalar, ocaklar.
Küçucük evlere dolu dolu misafir sığdıran güleryüzlü teyzeler amcalar ablalar abiler
Sıcacık sarılmalar , içten kucaklamalar. Kıskançlık nedir bilinmezmiş. Politika, oda nedir, hiç kimse bilmezmiş. Hergün tarlalara ekilen tohumlar AĞAÇLAR konuşulurmuş. Tek bir tohum bir AĞAÇ israf edilmezmiş. Sokaklar yollar caddeler her yer tertemizmiş,
Evlerde çıkan çöpler hiç kimseyi rahatsız etmeden büyük varillerde yakılır yok edilirmiş.

Şimdi bir hayal gibi hepsi
Bir tek o zamanlarda yaşayanların bildiği
Öyle uzak, öyle nefessiz.
Geçmişten bir masal dinlediniz....
İşte öyle birşey...
Sizi Seviyorum...