BM Kıbrıs görüşü

Yıl 1964, BM askerleri Kıbrıs’taki çatışmalar ardından barışı tesis etmek için karşılıklı anlaşmalarla Kıbrıs’a ilk adımını atmış olur.

Yıl 1964, BM askerleri Kıbrıs’taki çatışmalar ardından barışı tesis etmek için karşılıklı anlaşmalarla Kıbrıs’a ilk adımını atmış olur.

Türk ve Rum tarafları BM gözetiminde de görüşmeler başlamış oldu. Amaç, 1963 de Rum saldırıları ile Türkler adanın %3 ‘ne sıkıştırıldı zor şartlarda ve insani değerlerden uzak hayattan BM’nin yardımları ile kurtulmaktı. Ancak amaçlanan hedef gerçekleşmedi ve yine çatışmalı gergin hayat, insanlık onuruna yakışmayan baskı ve tehditler 20 Temmuz 1974’de kadar devam etti.
74’te Anavatan Türkiye’nin hukuki hakları ile Kıbrıslı Türk soydaşlarını toplu katliamdan korumak için adaya müdahale etti ve barışı yeniden tesis etti.
1964’ten itibaren Türk ve Rum tarafları Kıbrıs sorununa kalıcı çözüm bulmak için 45 yıldır görüşüyor. Bu süre içerisinde kimler geldi kimler geçti şuanda birçok kişi hayatta bile değildir. Beklenen anlaşma da olmadı ve Kıbrıs’la ilgilenen dünya gündemi de zamanla sükûtu hayale uğradı, bu herhangi bir tarafın yanlışı ile olmadığını düşünüyorum. Esas olan yaşanan bunca sıkıntı ve düşmanlıktan sonra iki tarafında birleşmeme arzusudur.
En kapsamlı son deneme de ANNAN planıdır buna da Rumlar hayır dedi. Eski BM genel sekreteri KOFİ ANNAN kandırıldığını itiraf etti ve soruna çözüm bulmadan görevi BAN KİMONA devretti. Yıllardır her altı ayda BM askerlerinin görev süresi uzatılırken alışıla gelmiş bir gelenek vardır, Sn. Kimon bu geleneği bozdu ve Kıbrıs’ta bu görüşmeler bir 40 yıl daha devam edemez anlamında bir tavır sergiledi.
Dünya’nın başka bölgelerinde ciddi çatışmalar oluyor BM ‘ye o bölgelerde daha çok ihtiyaç var Kıbrıs’ta çatışma olmadığı kan akmadığı için bu bölge çok güvensiz bölge olmaktan çıktı anlamında görüş belirtti. Sn. TALAT ve sn HRİSTOFYAS’ın sürdürdüğü görüşmeler de bir anlaşmaya varılır ya da bu görüşmelerin sonu olur anlamında da mesaj verdi BAN KİMON.
Anlaşma olasılığına bakıyorum da masada öyle bir yaklaşım göremiyorum, bu şekilde görüşlere göre anlaşma imkânsız. Peki, o zaman ne olur Dünyanın sonunun olmadığı da bir gerçek, hayat yine devam eder belki daha da iyi koşullar oluşur ve o zaman iki halk yan yana yaşamı tam benimser zoraki anlaşma ve birleşmenin sonunun hüsran olma riski yüksektir bunu ne Rum halkı ister nede Türk halkı.
BM’nin girişimlerini dikkatle takip etmeye devam edeceğiz çünkü bana göre bu önümüzdeki süreç iyi kullanılırsa tabiî ki sn Cumhurbaşkanı TALAT yeni Hükümet ve Başbakan sn DERVİŞ EROĞLU’nun uyumlu çalışması şarttır başka bir alternatifleri de yoktur, en son genel seçimlerde de KKTC halkı bu sonucu demokratik hakkı ile ortaya koymuştur.
Süreç bir olası anlaşma için bizi referanduma götürür veya götürmez ancak bundan sonra da farklılıkların olacağını düşünüyorum ve KKTC için de daha iyi şeyler düşünüyorum.

Bu haber 720 defa okunmuştur

:

:

:

: