Tatar farkı...

Çok değil bir yıl önce bu ülkenin Cumhurbaşkanı Türkiye’nin Cumhurbaşkanı ile sadece mektupla diyalog kurabiliyordu.



Çok değil bir yıl önce bu ülkenin Cumhurbaşkanı Türkiye’nin Cumhurbaşkanı ile sadece mektupla diyalog kurabiliyordu. Herhangi bir mesele söz konusu olduğunda “Türkiye Cumhurbaşkanı’na mektup yazdım” diyordu. Ülkenin lideri,
Cumhurbaşkanı’nın olması gereken iletişim biçimini, 50 yıl öncesinde yaşadığı mektup arkadaşlarıyla karıştırıyordu.
Bir yıl sonra bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhurbaşkanı ile istediği zaman yüz yüze konuşabilecek, bölge sorunlarını istişare ile ele alabilecek bir noktaya geldi.
Hangisi daha kıymetli? Türkiye ile bu çağda mektupla iletişimden başka yol bulamayan Cumhurbaşkanı mı, yoksa istediği zaman Türkiye ile direk temas kurabilen bir Cumhurbaşkanı mı?
Sosyal medyada Cumhurbaşkanı Tatar’ın namazda kıyama duruşunu beğenmemişler. Sözüm ona alay etmek istemişler. Söz konusu kişilerin hayatlarında kaç rekat namaz kıldıklarını bilmiyorum ama İslam’da asıl olanın o kıyamda huşu içinde yaradana dönmek olduğunu bilecek kadar bilgimiz var. Elini kolunu nereye koyacağıyla ilgili binbir çeşit usul var. Mezhepe göre, milletlere göre değişiyor. Ama asıl olan samimiyet. Tatar’ın döndüğü kıble hepimizin kalbimizi temizlemek için döndüğü kıble. Bu bize yeter de artar bile.
Anca bu kötü niyetle sizin döndüğünüz kıblenin neresi olduğuna ilişkin derin şüphelerimiz var.
Diyelim ki Tatar elini yanlış yere koydu. Sorarım sizlere bir müslüman ne zamandır bir başka müslümanın hatasıyla alay eder oldu?
Bir diğer önemli mesele KKTC’nin tanınma iddiası...
Suudi Arabistan merkezli bir haber kanalı Azerbaycan, Pakistan, Libya, Bangladeş ve Gambiya’nın Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıyacağını yazdı.
Bazıları bu habere Rumlar’dan daha çok üzüldü. Yalanlamak için sıraya girdiler. Haberi bile yetti, tanınma gerçekten olursa hem Güney’de hem içimizde yaratacağı depremi varın siz düşünün.
Erdoğan bayram ziyaretinde bu ülkeye iki hediye sundu. Biri yeni Cumhurbaşkanlığı binası diğer modern bir parlamento binası.
Bir anda kıyamet koptu. Vay efendim böyle bir dönemde böyle bir inşaat olur muymuş, vay efendim halk perişanken böyle harcama olur muymuş?
Beyler bir dakika. Söz konusu para bütçeden, vergilerden ayrılmıyor.
Bu kaynak direk Türkiye’den geliyor. Yani öyle bir yerlere ayrılan paranın harcanması gibi bir durum yok.
İngiliz döneminden kalma gecekondu gibi Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na tarihi eser muamelesi yapan bile oldu.
Hiç birbirimizi kandırmayalım. Yapılacak olan yeni saray ve parlamento binasına karşı çıkışın gerekçesi bellidir.
Bunu açıkça itiraf edemeyenler meselenin etrafında dönmektedir.
Bu Saray ve parlamento binası Kıbrıs Türk devletinin köklerini güçlendirecektir. Ancak bu devletin kökleşmesini istemeyenler, günün birinde Kıbrıs Cumhuriyeti çatısı altında erimesini umut edenler bu iki anıtsal yapıya şiddetle itiraz etmektedirler.
Aslan yattığı yerden belli olur. Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve Parlamento binası bizim bu ülkenin sonsuza kadar ayakta kalacağını ilan etmemizin bir başka yoludur. Sembolik anlamı çok kıymetlidir.
Son söz tasarruf sözünü dilinden düşürmeyenlere. Siz tasarrufu başka yerde arayın. Bu ülkenin vergilerini çar çur edenlere hesap sorun. İtibardan tasarruf olmaz. Bizden söylemesi..
Bu haber 8574 defa okunmuştur

:

:

:

: