Biyoteknoloji alanında sevindirici bir gelişme

Duymuşsunuzdur… Son yıllarda sıkça duyulan bir kelime ‘Start-up‘… ‘Start-up‘ İngilizce kökenli bir kelime… ‘Start-up‘ kelime olarak başlamak, başlangıç gibi anlamları ifade eder…

Duymuşsunuzdur… Son yıllarda sıkça duyulan bir kelime ‘Start-up‘… ‘Start-up‘ İngilizce kökenli bir kelime… ‘Start-up‘ kelime olarak başlamak, başlangıç gibi anlamları ifade eder… Türkçe karşılığı bir kelime yok… İlk olarak 2000’li yılların başında Amerika’da ortaya çıkıp dünyaya yayılan bir iş modeli… Türkiye’de girişimcilik ile karıştırılan bir model… Halbuki ikisi arasında önemli farklar var…
* * * *
Girişimcilik en basit anlatımıyla risk alarak iş kurmaktır… İllaki yeni bir ürün veya bir fikir olması şart değil… Tüketicinin, piyasanın ihtiyacı belirlenir… Bu ihtiyaca göre halen piyasadaki mamul/üretim değiştirilir, geliştirilir…. Ardından kar amacıyla üretilip tüketicilere satılır…Girişimcilik zaten çözümü olan bir sorunu yeniden yapılandırmak olarak da nitelenebilir…
* * * *
‘Start-up‘ ise çözümü olmayan sorunlara çözüm bulma odaklı çalışır. Araştırma geliştirme faaliyetleri yapar… ‘Start-up‘ şirketleri her geçen gün artıyor. Araştırmalara göre, tabii ilk sırada Silikon Vadisi’nin yurdu San Francisco geliyor. Ardında sırayla New York, Londra, Pekin, Tel Aviv, Berlin… İstanbul 80. sıradaymış… Bunlar genel bilgiler… Merak eden araştırabilir…
* * * *
Öğretim üyesi bir dostum sayesinde öğrendim… Türkiye’de önemli bir ‘Start-up‘ şirketinin varlığını… ‘RS Research‘… Duymamış olabilirsiniz… Biyoteknolojik ilaç/aşı konusunda faaliyet gösteren RS Research akciğer kanseri için ilaç geliştirmiş… faz-1 klinik çalışması için gönüllüleri kabul etmeye başlamış. Klinik çalışmaları Koç Üniversitesi Hastanesi ve Ankara Dr. Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yürütülüyormuş…
* * * *
İlacı geliştiren Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği mezunu, ABD Boston Üniversitesi’nden doktoralı Rana Saryal… ‘Dünyada bunları başaran insanların bizden farkı yok‘ diyormuş… Bravo, tebrikler… 2015’te ‘RS Research‘ Start-up şirketini kurmuşlar… Diğer kurucu ortağı, operasyon direktörü Sena Nomak ‘Küçük hücre dışı akciğer kanseriyle başladık ama arkadan gelenler de olacak‘ diyor…
* * * *
Biyoteknoloji firmaları tıpta geleceğin temelini hazırlıyorlar... BionTech’in kurucuları arasındaki Prof. Dr. Uğur Şahin ve eşi Dr. Özlem Türecide aşıdan önce yıllardır kanser tedavisinde kişiye özel aşı üzerinde çalışıyor… Şu anda onlar da cilt kanseri tedavisinde iki ilacı kinik safhasına getirdiler… Biyoteknolojik ilaçlar/aşılar canlı organizmalar ile üretiliyor... Sentez kimyasıyla üretilen klasik ilaçlara göre farklı... Türkiye’de de tıbbi biyoteknolojinin geliştirilmesi şart…
* * * *
Tekrar hatırlatmak da fayda var… Aşı / ilaç / gıda / temiz su / enerji / bigdata / yüksek teknoloji gibi alanlar bir ülke için hayati öneme haiz... Bu alanlarda başa güreşmek şart... Örneğin dünyada en çok satılan 100 ilacın 48’i artık biyoteknolojik ilaçlar... Bu ilaçların pazar payı dünyada 220 milyar doları buluyor. 2030’da biyoteknolojik ilaçların payının yüzde 80’i bulacağı tahmin ediliyor… Türkiye’de ilaç pazarı 31 milyar lira civarında... Biyoteknolojik ilaçların payı şimdiden 5,1 milyar lira…
* * * *
İthalata dayalı biyoteknolojik ilaç tedarik modeli Türkiye için sürdürülebilir bir model değil… RS Research gibi Start-Up şirketler desteklenmeli… Unutmayalım… BionTech şirketi yıllardır zarar ediyordu… Alman Brügmann kardeşler yıllardır maddi olarak destekliyordu… Az buz değil… Üç haneli milyonlar seviyesinde… Bu tutum Türkiye için alışılmış bir şey değil… Sermayedarların, sanayicilerin böyle çalışmaları uzun soluklu desteklemeleri maalesef pek görülmez…
Not: Günlerdir bir felaket ile savaşılıyor… Yeşil vatan yanıyor, ama yangınların büyük bölümü kontrol altına alındı/söndürüldü… Çalışmalara katılan herkese minnettarız… Hayatını kaybedenler için de üzüldük… Mekanları Cennet olsun… Allah böyle bir felaketi tekrar göstermesin….

Bu haber 1686 defa okunmuştur

:

:

:

: