Tarihi gelişim içerisinde ırk ve ırkçılık hep yaşandı ve yaşanmakta .
Sn. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Financial Times gazetesine verdiği demeçte veya açıklamada . Karşı unsur için farklı ırktan yollu açıklamalar yaptığı gerekçesi ile büyük bir eleştiri bombardımanına tutuldu . Yapılan bombardımanlar karşısında öyle bir şey demediğini açıklamak ihtiyacını duydu .
Aslında uluslararası mahiyetteki açıklamalarda , konuşma kayıtları hem mülakatı veren tarafından , hem de ilgili basın organı tarafından eşdeğerli olarak kayıt altına alınması gerekir . Anlaşılan bu yapılmadı . Sn. Tatar’ı eleştirenler, ilgili gazetenin yazdıklarına bakarak eleştirilerini yapmaktadırlar . Sn. Tatar’ın söylediklerini es geçiyorlar çünkü işlerine öyle geliyor .
Sarayın basın işleri ile ilgili çalışan ekipler veya görevlilerin bu gelişme karşısında zafiyetlerini de ortaya koyması bakımından Sn. Tatar açısından olumsuz bir gelişme . Bu olay ileride olumsuzluk doğurabilecek bu gibi olaylara bir örnek olur da sarayın arşivinde Cumhurbaşkanının açıklamaları ile ilgili ikiz belgelerin varlığı ile bu bombardımanlara misli ile cevap verilir .
Gelelim ırk olayına . Siyasi tarihte ve literatürde ırk kelimesinin anlamı millet kelimesi ile eş tutulmuş ve dünyadaki milletlerin karşılığı olarak kullanılmıştır . 20 YY ile birlikte Türkçede Ulusçuluk olarak kullanılmaya ve algılanmaya başladı .
Dünyanın bir çok yerinde hala daha şehir merkezlerindeki park alanlarına “ millet bahçesi “ denildiğini görmekteyiz .
Irk kelimesi dünyayı İki büyük savaşa götüren ve ikincisinde ise bariz olarak bir ırkın diğer ırkları dünyadan silmesi olayı karşısında . Irkçılığın tavan yaptığı o yıllardan sonra gelen barış ile ırk kelimesi kulaklara çok sivri geldiği için millet ve akabinde ulus kelimeleri siyasi literatürde yerlerini almışlardır .
Irk kelimesi bu yaşanan olaylar karşısında ürkütücü bir algının dünya insanlığında oluşmasına neden oldu .
Dünyamızda ırkçılığın yerine kulaklara daha hoş gelen soy kırım kelimesi okka gibi gündeme düştü .
Irkçılığın modern dizaynı olarak soy kırım , Irkçılığın önüne geçmek için kurulan BM Teşkilatının gözleri önünde devam etti .
Nerelerde mi ?
Kıbrıs’ta .
Bosna’da .
Azerbaycan Dağlık Karabağ’da .
Arap coğrafyasında .
Irkçılığın özdeşi olan soykırım uygulanmış ve uygulanmaya devam edilmekte .
Sn. Tatar Irk kelimesini kullanmış ! Ulus kelimesi veya millet kelimesini kullansa idi , bu bombardımanlar olmayacak mıydı ?
Uluslararası toplantılara bir bakalım . En başta BM Teşkilatının genel kuruluna .
Orada temsil edilen milletin veya ülkenin bayrağı . Hemen yanında ise bağlı olduğu millet veya ulusun adını taşıyan levhası .
Ne derseniz deyin . Irk mı ? Millet mi ? Ulus mu ? hepsi bir kapıya çıkar . Yeter ki bunu ön plana çıkarıp , başka ulusların ve bağlı halkların nefes boruları tıkanmasın . Soy kırımla karşı karşı kalmasın . Yoksa kelimeler birer simge . Buna dayanarak insanlık suçu işlenmesin.
Gelelim adamızdaki duruma .
Bir ortaklık cumhuriyeti kuruldu
Kurucular kim ?
Dilerseniz bu ortaklık devletinin Anayasasına bir bakalım ve gerçekleri görelim .
2 Md . 1 . Elen cemaatı elen aslından ve ana dili elence olan veya Yunan kültür ananelerini paylaşan veya elen Ortodoks kilisesine mensup bulunan bütün cumhuriyet vatandaşlarını içine alır .
2 . Türk cemaatı Türk aslından ve ana dili Türkçe olan veya Türk Kültür ananelerini paylaşan veya Müslüman olan bütün cumhuriyet vatandaşlarını içine alır .
İngilizcesinde de Greek ve Turkish kelimeleri yazılmıştır .
Ortaklık cumhuriyetinin iki kurucu ortağından biri Türk Ulusundan. Diğeri Elen , yani Yunan Ulusundan .
Bu ortaklıkta Türkleri soy kırıma tabii tutarak adanın tek hakimi olmak isteyenler de Elen ırkçılığından olsalar gerek . Irkçılık 1955 ‘den itibaren Kıbrıslı Türklere uygulanmaktadır . Irkçılık bu anlamda algılanır ve karşı çıkılırsa gerçekler de ortaya çıkmış olur .