Vesayet kavramı ve vasi tayini

Vesayet, bazı ergin kişilerin veya velayet altında olmayan küçüklerin kişisel ve maddi menfaatlerini korumak için Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiş bir hukuki kurumdur. Vesayet altına alınma, kanuni zorunluluklardan doğabilir, aynı zamanda kişinin kendisi de mahkemeden vesayet altına alınmasını talep edebilmektedir.

Vesayet, bazı ergin kişilerin veya velayet altında olmayan küçüklerin kişisel ve maddi menfaatlerini korumak için Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiş bir hukuki kurumdur. Vesayet altına alınma, kanuni zorunluluklardan doğabilir, aynı zamanda kişinin kendisi de mahkemeden vesayet altına alınmasını talep edebilmektedir. Vasi ve kayyım kavramlarının sıklıkla aynı anlama geldiği düşünülmekte ise de vasi, vesayet altına alınan küçük veya kısıtlının malvarlığına dair tüm menfaatleri korumak ile yükümlü iken kayyım yalnızca belirli işleri görmek veya malvarlığını yönetmek ile yükümlüdür. Vesayet altına alınan kişiye bir vasi tayin edilir. Vasi tayin edilecek kişi, ergin olmalıdır, engelli veya kısıtlı olmamalıdır, vasiliğe zaman ayırabilecek durumda olmalıdır, ayrıca haklı sebepler engel olmadıkça öncelikle eş veya yakın hısımlardan biri olmalıdır. Vasi, vesayet altında olan kişinin kişiliği ve malvarlığı ile ilgili tüm menfaatlerini korumak ve hukuki işlemlerde o kişiyi temsil etmekle yükümlüdür. Kısıtlama kararı verildiği takdirde kısıtlının yerleşim yeri ve nüfusa kayıtlı olduğu yerde ilan verilecektir.

Türk Medeni Kanunu’na göre yaş küçüklüğü, kısıtlanma, hürriyeti bağlayıcı ceza alma (hapis cezası), kişinin kendi isteği ile vesayet altına alınmayı talep etmesi vesayeti gerektiren haller olarak sayılmıştır. Yaş küçüklüğü açısından, velayet altında olmayan 18 yaşından küçük her çocuk vesayet altına alınmak zorundadır. Görev başında vesayeti gerektiren bu şekilde bir durumu öğrenen her türlü görevli bunu hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlüdür. Kısıtlanma nedeniyle vesayet, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle, savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim gibi durumlarda karşımıza çıkmaktadır. Hürriyeti bağlayıcı hapis cezalarına bakıldığında bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir ceza ile mahkum olan her ergin kişi kısıtlanmaktadır. Cezayı yerine getirmek ile görevlendirilmiş olan makam, ilgili hükümlünün cezasını çekmeye başladığını, kişiye vasi atanması için yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadır. Kişinin kendi isteği üzerine vesayet altına alınması durumu ise kişinin, yaşlılığı, ağır hastalığı, engelliliği veya deneyimsizliği gibi sebepler ile işlerini gereği gibi yönetemediğini ispatladığı hallerde mümkündür.

Vasi, görevini yerine getirirken herhangi bir kusurlu davranışı ile vesayet altındaki kişiye verdiği zarardan sorumlu tutulmaktadır. Bu hüküm kayyım ve yasal danışmanlar hakkında da uygulanmaktadır. Aynı şekilde devlet, vesayet dairelerindeki görevlilerin hukuka aykırı olarak sebebiyet verdikleri zararlardan doğrudan doğruya sorumludur. Vasi, kayyım ve yasal danışmanlardan tanzim edilemeyen zararlardan da sorumludur. Devlet, zararı tanzim ettiğinde zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan kişilere rücu eder.

Vasilik görevi, vasinin ölümü, fiil ehliyetinin son bulması veya tabi olduğu sürenin dolmasıyla sona ermektedir. Vasi, vasiliğe engel bir durumun ortaya çıkması halinde görevinden çekilmekle yükümlüdür. Aynı zamanda şayet vasi, görevini ağır biçimde sakatlarsa, yetkilerini kötüye kullanırsa, güven sarsıcı hareketlerde bulunursa veya borç ödemede acze düşerse vesayet makamı tarafından görevden alınabilmektedir.
Bu haber 897 defa okunmuştur

:

:

:

: