Bir süredir ailesiyle birlikte Ankara’da bulunan ve “kas kaybı” tedavisini ücretsiz bir şekilde almak adına TC vatandaşı yapılan Asya bebek, ‘esas ilaç’ olarak bilinen Zolgensma ilacını almak ve “gen tedavisine” başlamak için, ülke geneline yayılan kampanyalardan 2.4 milyon Dolar’ın birikmesini bekliyordu.
Bu sırada, oluşan kamuoyu ve Rum yönetimi makamlarıyla yapılan görüşmeler sonucunda, 24 Eylül günü Rum Sağlık Bakanı Mihalis Hacipandelas, Asya bebeğin tedavisi için gerekli gen tedavisinin yapılabilmesini sağlayacak ilacın siparişin verildiğini açıkladı.
İlacı üreten şirket de ilacı teslim etmeye hazır olduğunu bildirdi.
Dün sabah saatlerinde, ambulans uçakla Türkiye’den Yunanistan’a, ardından da Larnaka Havaalanı’na getirilen Asya bebeğin Makarios Hastanesi’nde tedavisine başlandı.
Ankara’dan Lefkoşa’nın güneyindeki Makarios Hastanesi’ne getirilen SMA hastası Asya bebeğin babası Ozan Polatlı, Kıbrıs Cumhuriyeti makamlarının kendisiyle Cuma gününden bu yana iletişime geçtiğini, başlarda bu gelişmeye inanmadığını çünkü 8 aydır pek çok söz verildiğini ama hiçbirinin gerçekleşmediğini ifade ett.
Asya bebeğin yoğun bakıma alındığını ve tetkiklerin yapılmakta olduğunu belirten Polatlı, Rum lider Anastasiadis başta olmak üzere tüm yetkililere teşekkür etti.
Sosyal medyada yaşanan bu gelişmelere bakarak babayı Rumcu ilan edenlerden tutun da tuhaf suçlamalar yönelten pek çok alçaklığa tanık olduk.
Bir kere önce herkesin şunu bilmesinde fayda var.
Çocuğu ölüm kalım mücadelesi veren bir babanın tek derdi çocuğun kurtarmaktır. Sizin hamaset edebiyatınız burada hükmü yoktur.

Sağlık Bakanı Ünal Üstel, yaşanan süreci özetlerken, “SMA hastası evladımız Asya Polatlı için Sağlık Bakanlığımız ve hükümet başta olmak üzere TC Elçiliği ve TC Sağlık Bakanlığı desteği ile elimizden gelen tüm desteği sağlamış bulunmaktayız. Bazı kesimler tarafından kamuoyuna Asya bebeğin sağlık durumu ve tedavisiyle ilgilenmediğimiz gibi bir algı yaratılmasını üzülerek takip etmekteyim” dedi.

Aslında burada tek güzel sonuç Asya’nın tedavisine başlanmış olmasıdır. Küçücük bir çocuğun hayatını siyasete, devletler arası politikaya alet etmek kimseye yakışmaz. Rumlar tüm bu hamleleri şüphesiz bir PR çalışması olarak yapmış olabilir.

Ama sonuç bir çocuğun hayatını kurtarmayı getiriyorsa, kimse ona da bir laf edemez. Sözün özü insan hayatı, hele hele bir çocuğun hayatın tüm siyasetlerin üstünde olmalıdır. Aksi ne vicdana, ne de insanlığa sığar. Bizden söylemesi…