Çabasız Bir Hatıra Bırakabilmek Adına

Şu an saat sabah 06:18 ve gülümsemiyorum. Ama biri fotoğrafımı çekecek olursa gülümseyebilirim. Yine bu minvalde bir gün ağlayan birini güldürmek isterseniz “fotoğrafını çekiyorum” deyin. Trajikomik bir şekilde gülümseyecektir.

Şu an saat sabah 06:18 ve gülümsemiyorum. Ama biri fotoğrafımı çekecek olursa gülümseyebilirim. Yine bu minvalde bir gün ağlayan birini güldürmek isterseniz “fotoğrafını çekiyorum” deyin. Trajikomik bir şekilde gülümseyecektir.

Dün sosyal medyada bir paylaşımına rastladım. Çamura bulanmış biri büyük, diğeri küçük iki çift bot vardı fotoğrafta. Belli ki pembe bot annenin, küçük mavi bot ise oğlunundu. Ve az evvel çokça eğlenmiş, yağmur çamur dememiş anın tadını çıkarabilmişlerdi. Ve gülümsemek için zorlamadıkları anı kirlenmiş botlarının fotoğrafıyla ölümsüz kılmışlardı. Ben o iki kirli bot ile almıştım mesajı: “çok eğlendik” O güzel fotoğrafı sizin için buraya da bırakıyorum.

İşte mutluluğun çabasız karesi…



Ve yine aynı şekilde sosyal medyada sokak kapısı önüne bırakılmış bir çift eskimiş ayakkabı fotoğrafını gördüğümü anımsadım. O ayakkabı karesi ise bana gidenin ardında kalanların “acısını” anlatmıştı.

İşte bir acının çabasızca anlatıldığı o kare…



Hal böyleyken, mutluluk da mutsuzluk da sadece bir sembol iken, her duygu kendi içinde değerli ve anlamlı olduğu halde yukarıdaki gibi fotoğrafların sayısız oldukça az. Çünkü biz hislerimizi dahi öğretilmiş biçimde gösterebiliyoruz. Mutlu olduğumuzu anları mutlu olmasak dahi hep ölümsüzleştirmek en büyük öğretimizdir. -mış gibi yapmak için hep bir gücümüz vardır. Bazen kasılır samimiyetsiz bir pozla “hatıra bıraktım” sanırız. Belki de o an hatrı kalan bir kalp kırıklığı vardır geride. O hissin yansıdığı hiç bir şeyi fotoğraflamak istemeyiz. Acı saklanır, acı saklı kalandır biz bunu bilir, bizden sonrakilere de bunu öğretiriz…


:

:

:

: