Anastasiadis çıtayı yükselterek Genel Sekreteri hedef aldı

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in sorununun artık, her fırsatta istenmeyen kişi olarak işaret ettiği BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs’taki Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar değil de BM Genel Sekreteri Antonio Guterres olduğu belirtildi.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in sorununun artık, her fırsatta istenmeyen kişi olarak işaret ettiği BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs’taki Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar değil de BM Genel Sekreteri Antonio Guterres olduğu belirtildi.

Politis’te yer alan habere göre, Anastasiadis RİK’e verdiği röportajda, iyi niyet misyonunu dayandırması gereken BM kararlarını uygulamadığı gerekçesiyle Genel Sekreter’i “yetenekli/usta tarafsız” diye niteleyerek, New York’taki üçlü görüşmeye ilişkin açıklamayı halen yayınlamamasını ve Kıbrıs özel temsilcisi atamamasını eleştirerek, acizlikle suçladı.

“Kıbrıs Rum tarafı zaman zaman Kıbrıs’taki BM temsilci ve danışmanlarını olumsuz değerlendiriyor ve/veya eleştiriyor. Tasos Papadopulos’un Alvero De Soto (Annan planı), Dimitris Hristofyas’ın Aleksander Downer (yakınlaşmalar) ve Nikos Anastasiadis’in Espen Barth Eide (Crans Montana) ile Elizabeth Spehar için ne dediğini herkes iyi hatırlıyor” ifadesi kullanılan haberde, bütün bu isimlerin Rum Yönetimi başkanları tarafından “Türk tezleriyle hareket etmekle” suçlandığı hatırlatıldı.

Gazetede, “Belki yanlış yapıyoruz ama Nikos Anastasiadis’in çıtayı yükseltip kararlı ve objektif olmamasından şikayet ederek BM Genel Sekreteri’ni hedef alan ilk Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanı olduğu” değerlendirmesi yapıldı.

Anastasiadis’in aynı söyleşide kendisinin, devletin işleyebilirliğine ve merkezî hükümetin desantralizasyonuna odaklandığını, siyasi eşitlik yerine siyasi eşitsizlik olacağı gerekçesiyle bir olumlu oy kararının her durumda kaldırılması gerektiğini de söylediği belirtilen haber, şöyle devam etti:

“Anastasiadis’in sözlerinden, Guterres çerçevesinin 6 maddesinden biri olan Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğini kabul etmediği ortadadır. Dönüşümlü başkanlığı da, siyasi eşitliği de kabul etmiyor. Bu bir çelişkidir. Bir yandan Kıbrıs Rum tarafı müzakerelerin Crans Montana’da kaldığı yerden yeniden başlamasını savunurken öte yandan Guterres Çerçevesi’nin ilk maddesini kabul etmiyor. Rum tarafının çelişkileri maalesef devamlıdır çünkü Başpiskopos’un söylediği ve müzakereci Andreas Mavroyannis’in Politis’e verdiği söyleşide teyit ettiği gibi, iki devlet çözümle ilgili uzun bir beyin fırtınası yaşandı. Kıbrıslı Türklerin bir olumlu oyunu kabul etmek için desantralize federasyon (hiçbir zaman somut olmadan) önerdi. Yani, Kıbrıslı Türklerle ortak federal mevzuatımız olacak ancak oluşturucu devletçiklerin de bütün mevzuatlarını Avrupa müktesebatına uyması gerekecek.”
Bu haber 80 defa okunmuştur

:

:

:

:

DİĞER HABERLER