Dün ülkede yaşananlar akıl alır gibi değildi. Bu kadar küçük bir ülkenin başına 24 saat içinde bu kadar çorap nasıl örülebilir?
Anlayan gelip anlatsın, zira biz anlayamıyoruz.
Ülkede yaşanan siyasi ve ekonomik krize dün ne yazık ki bir de ahlaki kriz eklendi.
Elbette böyle bir skandal sadece bizim ülkemizde yaşanmadı.
Dünyanın bir numaralı süper gücü ABD’nin Başkanı Bill Clinton da geçmişte böyle bir skandalın mağduru olmuştu.
Türkiye’de yakın dönemde CHP’nin Genel Başkanı Deniz Baykal yine böyle bir skandalla koltuğundan oldu.
Ama bizde böylesine bir skandal ilk kez yaşanıyordu.
Kendisini hedef alan video skandalının ardından açıklama yapan Başbakan Saner, rakiplerini işaret etti.
“Bir makama erişmek uğruna bir insanın ailesini, çevresini, partisini böylesine rencide edecek kadar seviyesiz bir tutum içine girileceğine ihtimal vermiyordum. Bu yola başvuranların ola ki o makama geldiklerinde nelere başvurabileceklerini halkımızın ve partililerimizin takdirine bırakıyorum” diyen Saner’in sözleri, “kimi işaret ediyor” yorumlarına neden oldu.
Görünen o ki kurultaya giden süreçte yarış bittikten sonra da UBP’deki dalgalanma durmayacak.
Dün ülke, “istifa eden hükümetin başkanı istifa edecek mi etmeyecek mi” sorusuna yanıt ararken, ülke bambaşka bir skandalla çalkalandı.
Dağıtımcı firmalar, yükselen dövizin pompalaya yansıması beklentisiyle istasyonlara akaryakıt vermedi.
Ülkede kelimenin tam manasıyla akaryakıt krizi yaşandı.
Halk akaryakıt alabilmek için benzin istasyonlarına akın etti. Bazı istasyonlar kısa sürede stoklarını tüketti.
Ülkede bir çok benzin istasyonu, kapısına kilit vurdu. Benzincilerin önünde uzun kuyruklar oldu.
Benzinciler Birliği, “Son yapılan zam sonrası kurda yine artış yaşandı. Birkaç gün içinde yeni zam kaçınılmaz” açıklaması yaparken, Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı, Rekabet Kurulu'nun piyasaya akaryakıt dağıtımı yapmayan iki firma hakkında soruşturma başlatacağını duyuruyordu.
Akıl alır gibi değil.
Hükümet istifa etti, seçim tarihi belirlenemiyor, Meclis toplanamıyor. Yetmiyor… Bunların üstüne tuz biber olan skandallar yine bizim başımıza geliyor.
Ülke bir girdabın içine girdi. Çıkış için çırpınan ise yok.
Saatte 200 kilometre hızla duvara doğru sürülen bir otomobilin içinde gibiyiz.
Bazıları “emniyet kemerini bağladık, hava yastığı var , bir şey olmaz” diye düşünebilir. Ama saatte 200 kilometre hızla duvara çarpan otomobilden kimseye de hayır gelmez.
Bu ülkeden başka gidecek yeri olmayan Kıbrıs Türkü bu gerçeği bir kez daha düşünmeli. Bizden söylemesi…