Almanya'da sessiz değişim

Heraclitus, ‘değişmeyen tek şey değişimdir’ dediğinde MÖ 500’lü yılları yaşıyordu insanlık… Değişimlere ayak uydurmak da kolay olmuyor…

Heraclitus, ‘değişmeyen tek şey değişimdir’ dediğinde MÖ 500’lü yılları yaşıyordu insanlık… Değişimlere ayak uydurmak da kolay olmuyor… Almanya’dan bahsediyorum… 26 Eylül’deki seçimden sonra Almanya’da sessiz bir değişim yaşanıyor sanki… Seçim sonucu da Alman halkının kendini bir değişimin eşiğinde hissettiğini gösterdi sanırım… İkinci Dünya Savaşı sonrasında Almanya’da merkez sağ ve merkez sol sütunları üzerinden kurulan siyasi mimari çöktü veya çöküş sürecine girdi sanki…
* * * *
Merkez sağ yani Hıristiyan Birlik Partisi yüzde 24’lük oranla tüm zamanların en düşük oy oranını gördü. Almanya’nın her bölgesinde desteğini yitirdi… Merkez sol Sosyal Demokratlar da öyle… Almanya’nın en köklü kitle partisi olan sosyal demokratların oy oranı da eriyor… Yüzde 25,7 ile kıl payı birinci parti olabildi… İki büyük blok merkez sağ ve solun oy desteği yüzde 25’lere inmiş durumda… Almanya koalisyon hükümetlerle yönetilen bir ülke… Yine koalisyon hükümeti kuvvetle muhtemelen… Merkez sol, yeşiller ve liberaller arasında üçlü bir koalisyon hükümeti yolda…
* * * *
Koalisyon hükümetlerinin doğası da dramatik değişiklikleri dışlayan bir uzlaşı… Ancak bu kez koalisyon iddialı… Her üç parti de iddialı şekilde ‘değişim’e kilitlenmiş gözüküyorlar… Uzlaşı içinde ama yeni bir başlangıç için savaşacaklar… Merkez solun şansölye adayı Olaf Scholz, “100 yıldaki en büyük endüstriyel modernizasyon projesi” diyor… Yeşiller’e göre on yıllık bir yenilemeyi üstlenen bir ‘reform hükümeti’… Liberaller ise ‘Toplumu, ekonomiyi ve devleti modernize etmek için bir fırsat’ olduğuna inanıyor… Hedefleri ‘İklim, enerji ve dijital dönüşüm’…
* * * *
Gerçekleşir mi… Alman toplumu değişime hazır mı… Almanya bunu tartışıyor… Almanya’nın önde gelen günlük gazetelerinden Süddeutsche Zeitung, Perşembe günü ‘Almanya’nın Geleceği’ adlı 16 sayfalık özel ekinde ‘İklim, korona, dijital dönüşüm. İnsanların endişe duyduğu bir dönemdeyiz. Önemli olan şimdi dönüşüme hazır olmaktır’ diyordu… Ancak değişime hazır olmak kolay değil… Değişime direnmek insanın değişmeyen bir gerçeği galiba... Sanki insan doğası değişime direnç göstermeye göre ayarlanmış… Bu gerçeği Çinliler kızdıkları insanlara ‘Tanrı seni değişim sürecinde yaşatsın’ diyerek dile getirirlermiş.
* * * *
Almanya’da artık siyasette Merkel’siz yıllar da başladı… 16 yıllık iktidarın ardından Angela Merkel siyasetten seçildi… Artık milletvekili değil… Salı günü meclisin ilk toplantısını da ziyaretçi balkonundan izledi… Bloomberg’in Berlin Bürosu editörü Alan Crawford, 19 Ağustos’ta Businessweek dergisinde şöyle yazıyordu… ‘Merkel, 21. yüzyılın başında Alman zamanın ruhunun mükemmel bir simgesiydi. Politika tarzı radikal değişimlerden kaçınarak statükoyu mümkün olduğunca korumaktı’ diye yazıyordu… Alan Crawford’un deyimiyle statükoyu korumak isteyen Merkel de yok artık siyasette…
* * * *

Dünya siyasetine bakılırsa 21. Yüzyılın üçüncü on yıllık döneminde yaşanacakları kestirmek pek kolay değil… Ancak sakin olmayacağı aşikar… Bu yüzden Almanya’nın statükoyu korumaktan vazgeçip iklim, enerji ve dijital dönüşümde büyük bir değişime hemen adım atması isteniyor… Tam zamanı diyenler giderek artıyor… Takip edenler bilir… Daha önce de yazmıştım… Alman şair Hermann Hesse, ‘Basamaklar‘ adlı şiirindeki bir mısrada ‘Her başlangıç içinde bir sihri barındırır‘ diyor… Almanya’da ‘dönüşüme başlangıç’ da bilmediğimiz bir sihri barındırıyor belki de… Bekleyip göreceğiz…

Bu haber 1620 defa okunmuştur

:

:

:

: