Çavuş’una kavuştu

Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması 19. yy başlarından itibaren fiili olarak Rum komşularımızın gündemini hep oluşturmuştur . Bu gerek sömürge idaresine, gerekse dünya kamuoyuna duyurulmak suretiyle de dile getiriliyordu .

Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması 19. yy başlarından itibaren fiili olarak Rum komşularımızın gündemini hep oluşturmuştur . Bu gerek sömürge idaresine, gerekse dünya kamuoyuna duyurulmak suretiyle de dile getiriliyordu .
Enosis’in gerçekleşmesi veya gündeme getirilişi, 1955 EOKA terör örgütünün kurulması ile ilgili yanlış bir zehapa neden olmakta , yanlış algıların yaratılmasını sağlamaktadır .
Rum’daki ENOSİS hayali ta Osmanlı yönetimine kadar gider . EOKA bunun gerçekleşmesi için 1955 ‘te tetiğe bastı .
Genellikle kamuoyunda Enosisle ilgili algı bu . Halbuki Kıbrıs tarihini ve olayları biraz gerilere giderek incelersek bunun böyle olmadığını görürüz .
1931 İsyanı bunun en belirgin olayıdır . İkinci Dünya savaşı Enosis hayalini buz dolabında muhafaza ettirerek , savaştan sonra tekrar hayata geçirilmesi sağlanmıştır .
İngiliz, Enosis konusunda Rum’a verdiği sözü tutmayınca , ada Rumları önceleri bu konuda seslerini duyurmak için her yönteme baş vurdular . Buna Türk işçilerin de örgütlü bulunduğu ve Akel’in bir yan örgütü olan Peo’dan işe koyuldular . Peo’da örgütlü bulunan Türk İşçilere, bir vakit imzalamaları için Rumca teksir edilmiş belgeler verildi . Türk işçilerin Peo’daki sekreteri olan , Mustafa Bitirim.



Her zaman Türk işçilerin imzalamaları için gelen formların Türkçe yazılmış olduğu halde , bu son gelenlerin Rumca yazılmış olmaları karşısında , bunları Türk işçilere imzalatmayıp . O zamanın Türk işçi lideri olan Hasan Ali Şaşmaz’a durumu aktardı . Formlardaki Rumca yazılardan bir şey anlamayan Şaşmaz , bunları iyi Rumca okur yazar birine tercüme ettirdi . Durum ortaya çıktı . Rumca yazılı ve Türk işçisine imzalatmak istenilen formlar , Türk işçisinin de Enosisi onayladığına dair bir metindi . Bunun üzerine Peo’ya giden Şaşmaz, Peo yetkilileri ile durumu tartıştı . Tatmin edici yanıt almayınca Türk işçileri PEO’dan ayrıldı ve Türk İşçi Hareketi ile adada bağımsızlığın ilk adımı atıldı . (*)
Adada Enosis hareketi çok eskilere dayanır . EOKA hareketi bunu
gerçekleştirmek için oluşturulan bir terör örgütü . İddia edildiği gibi bir bağımsızlık örgütü değildir .
Adanın Yunanistan’a bağlanmasına , Kıbrıs Türk Halkının evet demesi beklenebilir miydi ?
İngilizlerin adadaki varlığı geçici . Türkler ise kalıcı . Enosise giden yolda en büyük androş ada Türkleri . Bu androş ortadan kaldırılmadıkça, bu yolun sonuna gidilmesi gayri mümkün olduğundan androşun icabına bakılması da behemehal şart olmuştu . Bu androşu oluşturan Kıbrıs Türkleri de teker teker ortadan kaldırılmalıydı .
Ada Türklerinin ilk şehidi 1957 ‘de Baf Kasabasından rahmetli Abdullah Çavuş oldu . Şehitlerin arkası gelmeye devam etti .
Dört çocuğu ile Adile Ablamız tek başına hayatını sürdürdü , çocuklarını yetiştirdi . Hayat mücadelesi verdi . 64 yıl onlara hem analık hem de babalık yaptı .
İlk şehit eşi olarak da Kıbrıs Türk mücadele tarihine altın harflerle yazıldı . 64 yıl sonra Abdullah Çavuş’una kavuştu .






Sık ziyaretine giderdim . Pandemiden dolayı ziyaretine ara verdim .
Üzülmemek elde değil .
Allah rahmet eylesin . Mekanı Cennet olsun .
Tüm Baflıların başı sağ olsun .
Işıkları hiç eksik olmasın
Güle güle Adile Abla .
(*) Kaynak Aslar . Hikmet Afif Mapolar .

Bu haber 3380 defa okunmuştur

:

:

:

: