Ecevit’e yapılanlar tekrarlanıyor mu

Biraz gerilere gidelim , 2000’li yıllara .

Biraz gerilere gidelim , 2000’li yıllara .
Rahmetli Ecevit’in Başbakanlık yaptığı son yıllara .
DSP birinci parti olarak sandıktan çıkmış , fakat tek başına iktidar olabilecek sandalye sayısını alamamıştı .
Demokrasi gereği , anlaştığı partilerle hükümeti kurarak , mecliste güven oyu almasını gerektirecek sandalye sayısına ulaşmış .
DSP , ANAP ve MHP koalisyonu 1999 yılında kurulmuştu .
Ecevit siyasi yaşamı sürecinde hep ulusal çıkarlardan yana olmuş . Her zaman onları her hal ve şartta koruması için dış güçlere karşı hep mücadele etmiş ve hiçbir zamanda taviz vermemişti .
Ecevit’in yeni CHP’sinin varlık nedeni bu olmuştu .
Amerikan patentli darbeler ve muhtıralar , Ecevit’in başkanlığında yükselen CHP’nin önünü kesmek için yapılmıştı .
Son en büyük darbeyi “ Bizim çocuklara “ yaptıran Amerika . Başta yükselen CHP olmak üzere tüm partileri ve Atatürk’ün yüz binlerce şehidin ve gazinin bedel ödeyerek oluşturduğu TBMM’ni kapatmış . Ecevit dahil tüm parti başkanlarını 10 yıl siyasetten men etmişti .
Ecevit’in sayesinde diğer parti başkanları da cezalandırılmıştı . Bu darbede asıl hedef Ecevit’ti .
Türk Halkının oyu ile yasaklar kalkmış , yasaklı parti liderleri tekrar aktif siyasette yerlerini almışlardı .


Yeni siyasete Ecevit , DSP ile başlamış ve 1999 ‘da Başbakan olmuştu .
Ulusal çıkarların korunması Ecevit’in ajandasının ilk sayfasında idi .
Bilhassa Kıbrıs ve AB’nin çifte standartlı davranışları .
Bu tutum Amerika ve AB’nin işine gelmiyor . Ecevit hükümeti mercek altına alınmış , pusuda bekleniyordu .
Anayasa kitapçığı ve yazar kasa olayı , fırsat bilinerek düğmeye basılmış ve şimdilerde olduğu gibi tezgahlar düzülmüştü . Suni olarak yaratılan mali ve ekonomik krizin düzlüğe çıkması için ülkenin başına Kemal Derviş getirilerek , ülke Amerika’ya teslim edilmişti . Kısa bir süre sonra da DSP parçalatılmış ve ulusalcı hükümet sonlandırılmıştı .
Günümüzde oynanan oyun , 2001‘de oynanan oyunun aynısının tıpkısı .
Darbe girişiminden sonra tüm batının gerçek yüzü görülmüş ve batının ulusal çıkarlar üzerinde oynadığı oyun , sabun köpüğü gibi ortaya çıkmıştı . Tekrar düğmeye basılmış .
Yine dolar Hollywood yıldızları gibi başrolde kendisini göstermiştir .
Şimdilerde oynanan oyun 2001‘deki oyunun bir devamı niteliğinde.
Ulusal çizgiye gelen ve ulus menfaatlerini koruma savaşı veren Erdoğan başkanlığındaki AK Partiden kurtulmak , bu güçlere göre farz olmuştur .
Gitmeleri için de her türlü eylemin yapılması mubah sayıldı .
Türkiye’deki döviz hareketinin altında yatan esas neden budur .
İlle de Türkiye’yi , IMF kıskacına tekrar sokmak ve Türkiye’yi her alanda bağımlı kılmaktır .
Batı , Türkiye’yi Nato şemsiyesi altında sahip olduğu misakı milli sınırlarını ortadan kaldırmak için Sevr-i hortlatmak planları ve projeleri yaparken . Türkiye’nin bu sınırların dışına çıkması ve bölgesel güç olması bu güçlere göre “ bardağı taşıran son damla “ oldu .
Bu damla da 1974 ‘te Kıbrıs’ta gerçekleşti ve devam etmekte .


Savunma sanayi ve silahlı kuvvetler gücü olarak bölgesinde kendini gösteren ve hissettiren Türkiye . Bu güçlere karşı büyük tehlikeler oluşturmaya başladığından , önlenmelidir .
Yukarıda da değindiğim gibi önlemler paketinin baş aktörü dolar, her zamanki gibi tekrar sahnede baş gösterdi .
Türkiye’de dönen dolapların senaryosu bu .
Halk ekonomik bunalıma sürüklenerek , ülkede sosyal patlamalara zemin oluşturmak .
Ayni pilav yine masada .
Bakalım yiyen olacak mı ?
Bu haber 3252 defa okunmuştur

:

:

:

: