Halk dilinde ahlak kelimesi çok kullanılan bir sözcük .
Bu sözcük hem olumlu, hem olumsuz kullanılmaktadır .
Olumlu olarak , ahlaklı . Olumsuz olarak ahlaksız sözcükleri ile zikredilmektedir .
TL’nin döviz karşısında alım gücünün düşmesi ile bunu fırsat bilen ticaret erbabı . İstedikleri oranda satış yaptıkları maddeleri fiyat yönünden yükselterek , tüketiciye sunmaktadırlar .
Sn. Erdoğan’ın konuşmasından ve TC Merkez Bankasının müdahalesinden sonra döviz eski yüksek durumuna gelmiştir . Yani düşüş eski yüksek seviyedeki orandadır . Fakat satış maddelerinin fiyatları eski seviyesine gelmiş değildir .
Tüccar ve sermaye kesiminin bu konudaki yanıtı . Yüksek kurdan satın alınan tüketim maddelerinin stoklarda bitmesi ile ancak eski seviyedeki fiyatlara gelinebileceğini söylediler .
Pekala , dövizin yükselmesinden önceki dönemde düşük döviz miktarı ile alınan tüketim maddelerinin . Son yükselen döviz kurlarına göre yapılan satışlardan elde edilen fahiş karların hesabını nasıl açıklayacaksınız ?
Ya yükselen döviz karşısında , ne kadar mal alındı ki ,
stoklar hala daha erimedi . Bu gidişle de erimeyecek .
Yazımın başlangıcı ahlakla ilgili .
Ahlak sözlükte , kişideki iyi ve güzel olan nitelikler olarak açıklanıyor .
Ahlak , kişiye özgü olarak kullanıldığı gibi dünyada birçok sektörde de terim olarak kullanılmaktadır .
Mesela .
Ticari ahlak .
Meslek ahlakı gibi terimler . Her halk dilinde kullanılmaktadır. Ahlak kelimesi uluslararası bir nitelik taşır .
Bu yazımda daha çok ticari ahlak tümcesi üzerinde durmak istiyorum .
Bunu da açıklığa kavuşturmam için başımdan geçen bir olayı anlatarak izah etmeye çalışacağım .
Yüksek tahsil yıllarımda . Hukuk Fakültesinin tatil veya boykotlu yıllarda kapalı olmasını fırsat bilerek . İngiltere’nin başkenti Londra’ya gider ve Ankara’daki harçlığımı çalışarak kazanırdım . Tabii kaçak çalışırdım . Gündeliğim kaçak çalıştığım için de düşük olurdu . Yani emeğimin sömürülmesine mecburen göz yumardım . Başka türlü çalışma imkanım yoktu .
Bana göre sezon sona erdiğinde , geriye dönüşte . Gıda maddesi olarak konserve alarak Ankara’ya dönerdim . Bunlar genellikle kutu sütü ve balık konservesi idi .
Kaldığım pansiyonun yakınındaki süper marketten alış veriş yapıyordum . Ayrılma tarihinden iki gün önce tedariklerimi bahsettiğim süper marketten almak için o gün söz konusu süper markete gittim . Konservelerin olduğu bölüme marketin servis arabası ile girdim .
Konserve kutuları piramitler gibi tavana kadar dizilmişlerdi. Çeşitli markalar vardı .
Kutu sütü reyonuna yürüdüm . Kutu sütü olarak iki marka vardı . Alaska ve Nestle . Her iki markanın yığınına yanaştım . Alaska marka kutu sütlerinin piramit gibi yükseğe çıkan yığının iki ayrı piramitten oluştuğunu gördüm . Her iki yığındaki fiyat etiketine baktım . Bir yığının fiyatı daha düşük , diğerinin daha yüksekti . İçime bir kuşku girdi tarihleri geçmiş olabilir mi ki fiyatlar daha düşük diye düşündüm . Tarihlerine baktım üç sene daha geçerli idiler.
Görevli personeli yanıma çağırarak , her iki kutu sütü ayni marka , hacim de ayni . Niye fiyatları farklı diye sordum . Aldığım yanıt .
Pahalı olan bölümdeki sütler , son yapılan fiyat artışına göre alınmışlar . Ucuz olan kutu sütleri ise son zamdan önce gelen ve satışa sürülenlerdi . İstediğinizi alabilirsiniz .
Buna ticari literatürde , ticari ahlak denir .
Bunun ülkede uygulanması ve gelenekleşmesi , siyasi otoriterin ülkeyi iyi idare etmesi ile doğru orantılı olarak gelişir .
Bizde en büyük eksiklik bu .
Bunun olumsuz bir sonucu olarak . Ülkemizde birçok ticari ahlaksızların türemesinin önü açılmış olmadı mı ?
Bunu ortadan kaldıracak çare . Mevzuattaki denetim sistemlerini derhal uygulamaktır .
KDV’nin geçmişte olduğu gibi iadeyi tüketicilere tekrar uygulamalı . Birçok tüketici nakit harcama yaptığı için küçümsenemeyecek oranda bir kayıt dışı ekonomi ile karşı karşıya bulunmaktayız .
Ciddi bir vergi uygulama sistemi ile ticari ahlakı bu ülkede sağlayabiliriz .
Sonra Yalçın Cemal demedi demeyin .