Elim bir kaza mı

KKTC bayrağını zirvelere diken yurtsever gencimiz Birkan Uzun’un vefatı ile ilgili medyaya düşen haber ”elim bir kaza “ olarak duyuruldu.

KKTC bayrağını zirvelere diken yurtsever gencimiz Birkan Uzun’un vefatı ile ilgili medyaya düşen haber ”elim bir kaza “ olarak duyuruldu.
Gerçekten bu bir elim kaza mı ?
KKTC’nin hiçbir şeyine tahammül edemeyen ve bunun için ittifaklar oluşturup bizleri açık havada dahi boğmaya çalışanların . Birkan gencimizin KKTC bayrağını zirveye taşıması ve dikmesine tahammül gösterip içlerine sindirmeleri mümkün müydü ?
Türk’ün başarısını , gelişmesini ve güçlenmesini isterler mi ?
Buna evet demek mümkün mü ?
Evet diyebilen ya gafildir , ya da dünyadan bihaberdir .
Türk’ü dünyada şemsiyeleri altına almak ve otur Arap , kalk Arap misali gibi yaşayan , fakat düşünemeyen , geleceğini tayin edemeyen , iş gücü olarak kıymeti bu yönde ölçülebilen bir varlık .
Ancak böyle bir varlığa tahammül eder ve içlerine sindirebilirler .
Bu da mümkün olamadığı için hep Bizans entrikalarına baş vurmakta ve dünyanın her yerinde Türk’e karşı her türlü musibeti reva görmektedirler .
Bunun yakın geçmişimizde çok örnekleri var .
Bir hatırlayalım yıl 2002 , KKTC Cumhurbaşkanı rahmetli Rauf Denktaş’ın , ABD’de üç kalp kapakçığı değiştirilmişti . O günleri Hürriyet Gazetesinde Nur Batur şöyle anlatıyordu .
… 2002 de New York Colombia Presbiteryen Tıp merkezindeki ameliyat sırasında yaşananlar : Annan Planının son derece hareketli tartışmalara yol açtığı o günlerde Denktaş , çoktandır ihmal ettiği by-pass ameliyatını olmak için hastaneye yattı . Ünlü kalp cerrahı Mehmet Öz başkanlığındaki heyet , Denktaş’ın 3 kalp kapakçığını değiştirdi . Ne var ki Denktaş bir türlü iyileşmemekte , tersine her gün daha kötüye gitmektedir . işte o günlerde Denktaş’ın odasına milli istihbarat elemanlarından biri geldi . Denktaş’a “ Efendim istihbarat aldık . Sizi öldürmek istiyorlar “ dedi . Denktaş şaşırmıştı . O sırada odada bulunan Washington Büyükelçisi Nüshet Kandemir de duyduklarına inanamamıştı .
Bunun üzerine Denktaş , bütün riskleri göze alınarak İbni Sina Hastanesine getirildi . Ziyaretine giden Deniz Baykal ve İnal Batu’ya “Amerikalı doktorların kendisini öldürmek istediğini “ söyledi .
İbni Sina’da yapılan tedavisinde Denktaş’ın tedavisini yapan doktorlar Prof . Ümit Özyurda ve Tümer Çorakçıoğlu , Amerika’da yapılan tedavinin “ fevkalade yanlış olduğunu , söz konusu hataları Tıbbiyeden yeni mezun olmuş insanın dahi yapamayacağını “ ifade ettiler .
Ankara’da Atatürk’e yapılan ve ölümüne neden olan kasıtlı tedavi uygulaması , Rauf Denktaş’a da Amerika’da uygulatılmaya çalışıldı .
Mit bunun farkına vararak , zamanında bildirdi ve tedavi İbni Sina’ya kaydırıldı .
Denktaş’ı niçin öldürmek istediler ve bunu kimler yapmak istemişti?
Denktaş , Annan Planına adanın bir Yunan adası olmasına karşı çıktığı için adanın Yunan olmasına uğraş veren batılı emperyal ülkeler ve oluşturdukları lobiler ve locaların hedefi olmuştu .
Bu güçler , Türk kelimesini ağzına alan ve Türklük için çalışan her kese düşman bir tavır içerisinde saman altından su yürütmektedirler .
Yurt sever gencimiz Birkan Uzun da KKTC ve Türk Halkı için çabalayan ve kendini bu uğurda kanıtlayan bir gencimiz idi .
Zirveye KKTC bayrağını tırmandıran ve dalgalandıran Birkan Uzun’un bu eylemlerine tahammül gösterip içlerine sindirmeleri mümkün müydü ?
Kazayla ve hastaneye sevkle ilgili resmi ve doyurucu haberler henüz ulaşmış değil . Fısıltı gazetesinden öğreniyorum . Ambulansın ilk gittiği hastane Birkan’ı almamış , başka hastaneye sevk etmiş . Zaman ikinci hastaneye gidene kadar uzamış veya uzatılmış .
Halbuki bu dağ sporlarını yapan kuruluşlar her an için bir olumsuzluğa karşın , hazırda ambulans helikopterleri bulunduruyor . Böyle acil bir durumda kara yolunun tercih edilmesi , kafalarda soru işaretlerinin oluşmasına neden olmuyor mu ?
Bütün bunlar araştırılmalı ve gerçekler ortaya çıkarılmalıdır .
Birkan Uzun gönüllü bir KKTC diplomatı idi .
Nurlarda uyusun . Yurt severliği tüm gençlere örnek olsun .
Bu haber 3307 defa okunmuştur

:

:

:

: