Seçime iki gün kala siyasal partilerimiz son hamlelerini adayları ile birlikte yapmaya başlamışlardır bile .
Bu son hamle ve son gece , sandıktan çıkacak sonuçların da önemli olduğu bir gecedir .
Seçim havası içindeki partilerimiz seçime odaklandıklar için genelde dış politika ile ilgili uğraşları seçime ters orantılı olarak cılız kalmıştır .
Bu durum pazartesinden sonra her halde eski yörüngesine girecektir .
Dün medyaya iki haber düştü . Aslında haber nitelikli çok haber düştü de benim ilgilendiğim iki haber üzerinde durup irdeleme yapmaya çalışacağım .
Birincisi KKTC. Cumhurbaşkanı Sn. Tatar’ın yapmış olduğu açıklama ve ikincisi Güneyde Rik’in ( Kıbrıs Radyo Yayın Kurumunun ) duyurduğu haberdir.
Ben ikinci haberden başlayacağım !
RİK’in haberine göre Mart’ın ortalarında Antalya’da düzenlenecek olan “Antalya Diplomasi Formuna “ güneyin de TC Dışişleri Bakanlığı tarafından daveti . Ayrıca Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye ve bize karşı oluşturulan şer cephesi aktörleri olan , Yunanistan , Mısır ve İsrail’in davet edilmesidir . Ermenistan’la oluşturulmaya başlayan iyi ilişkiler sonucu olsa gerek , İsrail de bu davet kapsamına alınmıştır .
Geçmişte buna benzer, İstanbul’da da bir form yapılmıştı .
Bu haber mideleri bir nebze olsun bulandırabilir .
Türkiye bu daveti yaptı diye .
Mideler bulanmadan bu haberden önce Sn. Tatar’ın açıklaması gündeme gülle gibi çakıldı .
Ne diyor Sn . Tatar :
50 yıl Federasyonu görüştük . Artık iki devletli bir çözümü görüşmek için ancak görüşmeye gidebiliriz .
“ Resmi müzakere sürecine geçebilmemiz için Kıbrıs’ta iki ayrı egemen , eşit devletin kabul edilmesi hususunda , ortaya Türkiye’nin de tam desteği ile siyaset koyduk . Eskiden olduğu gibi Federasyon görüşmelerine gitmeyeceğiz .”
Güneyin Antalya’ya daveti bu çerçevede olmuştur . İki devlet esası Antalya’da fiiliyata geçeceğe benziyor .
Türkiye, Kıbrıs tezinde , Sn. Tatar’ın yanında dim dik durmaktadır .
Antalya’daki Form başka yöne çekilmesin .
Türkiye ve KKTC’nin , iyi niyet gösterisine karşın . Güneyin PKK-YPG’ terör örgütüne, güneyde temsilcilik açmasına izin vermesi ise hiç de iyi niyetle bağdaşmayan bir hareket .
Güney bu hareketi ile hem KKTC ‘yi hem de Türkiye’yi tahrik ederek , uluslararası arenadan siyasi rant elde etme uğraşı ve niyetindedir . Bunu bu davranışı ile ortaya koymuş ve fitili ateşlemiştir.
Bu durum karşısında KKTC güneyden gelenlere karşı daha da tedbirli olmalı . Olası bir saldırı ve sabotaj karşısında tetikte durmalıdır .
Güneye karşı gösterilen tüm iyi niyet girişimleri karşısında yanıtları hep suiniyet olmaktadır .
Bu da anlaşma zemininin daha da kaymasına neden oluyor .