Türkiye bizden ne istiyor?

Çok zor zamanlardan geçiyoruz. Ama sadece biz değil, Anavatan Türkiye de pandemi ve hemen ardından Rusya Ukrayna savaşının etkisiyle dünyada yaşanan ekonomik sarsıntıdan ciddi bir biçimde etkileniyor.

Çok zor zamanlardan geçiyoruz. Ama sadece biz değil, Anavatan Türkiye de pandemi ve hemen ardından Rusya Ukrayna savaşının etkisiyle dünyada yaşanan ekonomik sarsıntıdan ciddi bir biçimde etkileniyor.
Türkiye hapşırsa bizim durumuz malum, yatağa düşüyoruz.
Ancak yine de umutsuz olmamak gerekiyor.
Türkiye ne krizler atlattı. Ancak tüm bunlara rağmen Kıbrıs Türkü’nün elini bir an olsun bırakmadı.
Şöyle bir tarihe yolculuk yapalım.
Bugün yaşadığımız hangi kriz, bundan 100 yıl önce Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli atılırken yaşadığı zorluklarla karşılaştırılabilir.
Bundan tam 99 yıl önce bugün yani 24 Mart 1923’te dünyaca ünlü dergi TIME, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ü kapağına taşımıştı.
Ne diyordu o kapakta TIME…
“Mustafa Kemal Paşa hiç şüphesiz çağdaş tarihin büyük şahsiyetlerinden biridir. Bir Türk'ün Anadolu'da kendi efendisi olabileceğini şahsen sergileyerek ispatlamıştır. O hiç şüphesiz modern tarihin en büyük isimlerinden biridir. Ve şimdi Türkiye’nin kazandıklarına sahip çıkmaya azimli olarak Batı’nın gizli güçlerine karşı duruyor…”
Bu sözlere TIME’a kapak olan Mustafa Kemal, ikinci defa TIME’ın kapağına çıktığında, genç Türkiye Cumhuriyeti henüz 4. yılında yüzde 8,5’lara varan bir büyüme yakalamıştı.
Yoktan var edilen bir ülke, bitti denilen bir serüveni yeniden başlattı.
Cumhuriyetin yüzüncü yılına yaklaşırken, emin olun bugün yaşadığımız hiçbir zorluk 100 yıl önce yaşadığımız zorlukların yanına bile yaklaşamaz.
Güçlü Türkiye elbette, Doğu Akdeniz’de de Kıbrıs Türkü için olmazsa olmazdır.
Bugün haklarımız Rum komşularımızın iki dudağı arasında değilse, bundan en büyük etken anavatanımızın varlığı, arkamızdaki kararlı ve dirayetli duruşudur.
Bugün mali protokol başta olmak üzere KKTC’nin kendi ayakları üzerinden durabilen güçlü bir devlet olabilmesi için yapılan önerilere karşı, kimi çevrelerce sergilenen tutumu üzülerek görüyoruz.
Türkiye belediyeler reformu başta olmak üzere kamu reformu, güçlü bir mali yapı ve kendi ayakları üzerinde durabilen bir ekonomiyi niçin istiyor?
Kendisi için mi?
Yoksa Rum’un karşısında daha dik ve güçlü durabilmemiz için, yani bizim için mi istiyor?
Bu sorunun yanıtını samimi bir şekilde soralım.
“Türkiye şunu istiyor, Türkiye bunu istiyor” diye yapılan propagandalara da kulaklarımızı tıkayalım.
Türkiye Kuzey Kıbrıs’ın sadece iyiliğini istiyor. Bunu aklımızdan hiç çıkarmayalım. Bizden söylemesi…
Bu haber 7307 defa okunmuştur

:

:

:

: