Mektebine uygun yapılmayan işler

Liyakat nedir? Tek kelime ile yeterlilik diye tanımlanmış. Bu konu oldukça önemli.

Liyakat nedir? Tek kelime ile yeterlilik diye tanımlanmış. Bu konu oldukça önemli. Her hali özel sektörde ve kamu düzeninde aranılan bir evsaf… Her mesleğin kendine göre yeterliliği aranılır olan ve aranması gerekendir. Dünyamız demografik yapısı içinde kadın ve erkek nüfus mevcut ve hatta kadınların sayısı daha fazla! kişilerin yaşam süresince üstlendiği roller vardır. Rol deyince çoğu zaman akla gelen sahne oluyor ve 27 Mart Dünya Tiyatro Günü de bir vesile kutlu olsun! Yaşamdaki rol dağılımına gelince okuduğumuz bir çok anlatım mevcut. “İnsanoğlu doğumundan itibaren bireysel ve toplumsal olmak üzere birçok rolleri alarak dünyaya gelir. Dünyaya geldiği anda evlat olmuştur. Evlat rolü , bir ailenin yavrusu olmanın gerektirdiklerini öğrenerek büyür. Bu olguyla bu rolden insanların ve anne-babasının ondan beklentilerini öğrenmeye başlar. Bu ilişki anne-babası ölene kadar devam eder hatta öldükten sonra hayırlı evlat rolü için hala birşeyler beklenir. Bu rolün gerektirdikleri ve diğer insanların yani toplumun bu rolden beklentileriyle şekillenir davranışlarımız. Evlat rolü başlangıçtır bundan sonra büyürüz öğrenci oluruz öğrenci rolünde öğretmenimizin bizden beklentileriyle karşılaşırız. Gelişiriz genç oluruz toplumun bizden genç rolü için yargıları ve beklentileri sahneyi alır. Bir işe gireriz bu sefer işverenimiz bizden ideal işçi rolünü bekler ya da meslek ediniriz bu meslek ne olursa doktor, mühendislik, dişçi, reklamcı, yönetmen, yönetici gibi bu mesleklerin her birinin kendine has barındırdıkları roller var. Bir doktordan merhametli olması beklenirken aynı şekilde bir yöneticiden güçlü ve kararlı olması beklenir. Evlendiğimizde eş rolünü kazanırız. Çocuğumuz dünyaya geldiğinde anne-baba rolünü üstleniriz. Torunlarımız olduğunda nene ve dede rollerine gelir sıra. Hayat devam eden bir süreçtir ve bu süreç işler insan bu rolleri tek tek değil bazen hatta çoğu zaman aynı anda sahip olursunuz. Örneğin bir çocuğu olduğu esnada hem anne hemde kendi evlat rolünde olabilir.” Bu roller içerisine kişi kendi mesleğini de yürütendir. Hiç bir zaman bu konu unutulmamalıdır. Her kişinin mesleği ile ilgili şahsiyeti kendisine aittir. Bir kadın öğretmene okul müdürünün eşi veya falan gazetecinin eşi demek ve eleştirisel bazda kullanmak son derece yanlıştır. Siyasette de bu böyledir. Her birey kendini şahsiyeti çerçevesinde temsiliyet gösterendir. Ülkemizde ezelden beri ve bilhassa son günlerde kişileri güya eleştiri bu yönde yapılmakta ve kişilerin rencide edilmesini es geçip konuşan, yazan ve karalama yaptığını sanan bir çok tv yorumcusu ve gazete yazarı bu şekilde davranmayı HER NEDENSE kendilerine şiar edinmişlerdir. Bu işin mektebine uygun yapılmadığı izleyiciler ve okuyucular tarafından tesbit edilendir, kanaatimce araştırma yapmadan algı oluşturmak ve bu algı üzerinden beslenmek kimsenin işine gelmemelidir. Okunur olmak onur vericidir ancak yazılanları başkasının ağzından yazdırılılıp bedeli ödenmiş gibi şüphe yaratmak da hoş bir şey değildir. Beğenilen bir sözü tam da burada paylaşmak gerekirse “Rüzgâr yokken bir fırıldak varsa ve dönüyorsa mutlaka bir üfleyeni vardır.” diyebiliriz. Modaya uyup, alışkanlıkları ve bu tarzı sürdürenlere yakıştırma ancak kiralık kalem denilebilir. Okuyucu ile sanal gıybet hiç bir işe yaramaz! Yazanı gülünç hale getirir! Güne sözmü? Ünlü Tıp bilimci İbni Sina’dan olsun “Bir kimse kendisinin ne oIduğunu biIdikten sonra, kendisini biImeyenIerin onun hakkında söyIemekte oIdukIarı sözIerin onun nazarında hiçbir önemi ve etkisi yoktur.” İşte işin özü ve özeti budur…Tabi ki anlayana!

Bu haber 3023 defa okunmuştur

:

:

:

: