Uyuşturucu madde suçundan, Girne Polis Müdürlüğü hücrelerinde tutuklu bulunan bir kadına, polis tarafından cinsel taciz yapıldığı yönündeki şikâyet dün medyanın neredeyse bir numaralı gündemiydi.
Skandal olayın kadın zanlının kendisiyle görüşmeye gelen avukatına durumu anlatması ve kamera görüntülerinin incelenmesiyle ortaya çıktığı belirtiliyor.
Geçici olarak görevden uzaklaştırılan polis hakkında hem cezai hem de idari yönden soruşturma başlatıldı.
Bu fevkalade vahim iddialar karşısında polis genel müdürlüğü üzerine düşeni elbette yapacak.
Kamuoyunda büyük infial yaratan bu olay, en küçük bir şüpheye mahal bırakmayacak şekilde aydınlatılmalıdır.
Çünkü polis leke kaldıramaz.
Yaşanan bin bir türlü musibete karşı elimizde son kalemiz olan polis teşkilatında çürük bazı elmalar varsa elbette onlar temizlenmelidir.
Eskilerin güzel bir sözü varsa. Et kokarsa tuz var, tuz kokarsa ne olacak?
Ülkemizde yaşanan suç ortamı ve hızla “suç adası” ününe kavuştuğumuz bugünlerde ne yazık ki tuzun kokması tehlikesiyle karşı karşıyayız.
Polis Genel Müdürlüğü yaptığı yazılı açıklamada özellikle kadına karşı işlenen suçlar başta olmak üzere, tüm diğer suçlarda kabahatli ister polis ister vatandaş olsun, sıfır tolerans ile hareket etme sözü verdi.
Vahim hadiseye ilişkin de başlatılan soruşturmanın sonucunda suç tespit edilmesi halinde ilgili memurun adalet huzuruna çıkarılacağı güvencesini verdi.
Elbette inanmak istiyoruz. Çünkü bu memlekette insanların en güvende olduğu yer polis müdürlüğünün hücreleri olmalıdır.
Bunun aksi, devletin itibarını yerle bir eder.
Şu anda zaten polise dil uzatmak için fırsat kollayan bazı cephelere de malzeme verir.
Polis bizim polisimiz. Bu olaydan da elbette “kol kırılır yen içinde kalır” anlayışıyla hareket etmediği sürece alnının akıyla çıkacaktır.
Kamuoyu adına medya olarak bu konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Şunu unutmayalım. Devlete sahip çıkmak lafla değil, önce devletin göz bebeği kurumlarına hiçbir leke getirmeyecek şekilde sahip çıkmakla olur. Bizden söylemesi…