Mario Nova: “enerji Kıbrıs için anahtar ve iki toplumun bağlantısını güçlendirebilecek

Avrupa Komisyonu’nun Yapısal Reform Destek (DG Reform) Genel Müdürü Mario Nova “Enerji Kıbrıs için anahtar ve iki toplumun bağlantısını güçlendirebilecek bir sektör” dedi.

Avrupa Komisyonu’nun Yapısal Reform Destek (DG Reform) Genel Müdürü Mario Nova “Enerji Kıbrıs için anahtar ve iki toplumun bağlantısını güçlendirebilecek bir sektör” dedi.

Haftalık Kathimerini’ye özel röportaj veren Nova iki toplum arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi için iki toplumlu bir güneş enerjisi parkı kurulmasına, AB’nin Yeşil Enerji Anlaşması’na uygun olarak yenilenebilir enerjinin Ada’nın enerji bileşimindeki payının ve Ada’nın doğal kaynaklarının artırılmasına destek verdiklerini belirterek şunları söyledi:

“Enerji (güneş) üretim biriminin teknik standartlarına dair muhtemel çözümler de sunabilecek hazırlık araştırmasının yolunu açmak için iki toplumla ve BM ile görüşüyoruz çünkü park için muhtemel konum olarak ara bölge düşünülüyor. İki toplumun temsilcileri ve BM şartlarda ve detaylarda uzlaşır uzlaşmaz hazırlık araştırmasına başlamaya hazırız. Bu aşamada somut bir tarih veremem.”
Komisyon’un desteklediği başka enerji projelerinin neler olduğu sorusuna karşılık, ihtiyaca göre elektrik alış verişini artırmak ve geliştirmek için her iki toplumla birlikte çalıştıklarını anlatan Nova “örneğin, Kıbrıs Türk toplumuna yüksek gerilim şebekesi yönetim araçları sağladık. Bu, iki sistemin modernizasyonu için çok önemlidir. Bir şekilde, güneş parkı mevcut işbirliği üzerine bina edilecek ve geliştirmeye devam edecek. Enerji Kıbrıs için anahtar ve potansiyel olarak iki toplumun bağlantısını güçlendirebilecek bir sektördür” dedi.

Çevre

Nova, bu olanakların çevre alanında da olup olmadığı sorusu üzerine, “çevre sınır tanımaz, en azından yeşil hattı tanımaz” dedi, özetle şunları ekledi:

“Genel olarak programımız Kıbrıs’ın Kuzey kesimindeki en acil çevre ihtiyaçları için 185 milyon Euro’nun üzerinde yatırım yaptı. Kanalizasyonların denize akıtılması ve evsel atıkların yakılmasının yasaklanması da buna dâhil. Kıbrıs Türk toplumunda atıkların sıhhi gömüldüğü tek alanı finanse ettik. Üç adet sıvı atık işleme tesisi inşasını finanse ettik. Hava kalitesini izleme ağı kurulmasına yardımcı olduk ve 10 yıl önce küçük bir pilot güneş enerjisi parkını finanse ettik. Ortaklaşa işletilmekte olan Haspolat’taki atık işleme istasyonu iki toplumlu niteliğine sahip projeleri de finanse ediyoruz. AB’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin otoritesi altındaki bölgelerde uygulanmakta olan AB programlarına katılmalarını teşvik ediyoruz.”

İki devlet çözümündeki ısrar

Marios Nova’ya, Kıbrıslı Türk siyasilerin iki devlet çözümünden yana görüş ortaya koymalarının AB ile ilişkileri nasıl etkilediği de soruldu. “Kıbrıslı Türk muhataplarımızla iyi ilişkiler içerisindeyiz ve Ersin Tatar ve diğerleriyle sıklıkla konuşuyorum. Samimi olmam gerekirse, bu söylemler yardımcı olmuyor. BM çerçevesine ve Güvenlik Konseyi kararlarına uymayan, BM ve AB açısından kabul edilemez olan iki devlet çözümündeki ısrara üzülüyoruz” dedi, şöyle devam etti:

“BM çerçevesinde kaydedildiği şekliyle iki bölgeli iki toplumlu federasyonun tek ve en iyi çözüm olduğuna inancım devam ediyor. Destek programının hedefi de yeniden birleşmeyi kolaylaştırmaktır, bu net. Kıbrıs Türk toplumunda, AB’nin topluma verdiği önemli desteği küçümsemeye çalıştığını gördüm ancak son 15 yılda toplumun menfaatine yönelik 623 milyon Euro’luk bir programı azaltamazlar. Bu önemli meblağ enerji haricinde tarım, sivil toplum, Kıbrıslı Türklere AB ülkelerinde 18 bin burs sağladığımız eğitim gibi alanlarda olumlu değişiklikler getirdi. Pandemi sırasında sağladığımız ekonomik yardım binlerce küçük ve orta ölçekli işletmenin ayakta kalmasını sağladı. Zannederim programlarımız topluma ulaştı ve eylemlerimiz Kıbrıslı Türkler açısından görünür oldu.

Söylediğim gibi, Sayın Tatar’la sıklıkla konuşuyorum, son görüşmemizde mali protokolü ve ifade özgürlüğü, miting ve sendikal özgürlüğün, basın özgürlüğünün temel değerler olduğunu gündeme getirdim. Yardım programı bu ilkelerin güçlendirilmesi için Kıbrıs Türk toplumunda birçok projeyi destekliyor.”

Kıbrıs müzakereleri

Nova’ya, Rum tarafında, Avrupa Komisyonu’nun BM’nin iyi niyet misyonuna atadığı teknokrat haricinde AB’nin Kıbrıs için bir siyasi temsilci ataması gerekip gerekmediğinin tartışıldığı hatırlatıldı “bunu mümkün görüyor musunuz?” sorusu yöneltildi.

Bildiği tek şeyin Aralık 2021’de Avrupa Konseyi’nin, BM çerçevesinde resmi müzakereler başlarsa İyi Niyet Misyonu’na yeni temsilci atayacağı açıklaması olduğunu söyleyen Nova “müzakereler yeniden başladığında yeniden birleşme prosedürünün bütünlüğü açısından AB’nin katılması ve ilk andan itibaren müdahil olmasının önemli olduğu kanaatindeyim” dedi.

Yeşil Hat Tüzüğü

Yeşil Hat Tüzüğü’nün tam olarak uygulanıp uygulanmadığı konusundaki görüşü sorulduğunda, bu tüzüğün varlığının normal ticari alışverişe olanak tanıdığını, daha iyi hale getirilebileceğini söyleyen Nova, özetle şunları ekledi:

“Komiser Ferreira Ada’da olduğu Temmuz ayında her iki toplumdan muhataplarına konuyu açtı. Kıbrıslı Rumlar Kıbrıslı Türklerle, Kıbrıslı Türkler de Rumlarla aktif şekilde işbirliği arayışına olurlarsa, memnun oluruz. İki ticaret odası aktiftir ve ticari fuarlar ve internet üzerinden etkinliklerle daha aktif olabilirler. İyi para kötü parayı kovar, yani Yeşil H at üzerinden ne kadar çok ticaret yapılırsa kaçakçılık o kadar azalır.”

Hellim

Hellim dosyasının uygulanmasının ne noktada olduğu sorulduğunda ise şu cevabı verdi:

“Menşe ismi korumalı (MİK) dosyasının süreci çok uzundu. Son yıllarda daha hızlı hareket ettik ve bu yıl büyük bir sembolik ve özlü adım atıldı. Ada’nın ekonomisi için kritik bir ürün. Toplumlardan temsilciler ile bir çalışma grubu kuruyor ve yakında çalışmalara başlıyoruz. Halen, iki Kıbrıslı Türk üretici, Bureau Veritas tarafından denetim talebinde bulundu. denetimler henüz başlamadı. Bazı teknik ve hukuki meselelerin halledilmesi gerek. Bureau Veritas ve Kıbrıs Tarım Bakanlığı’yla görüşmüş olarak bunların yakında halledileceğinden eminim. Yeşil Hat’tan geçen bütün ürünlerin AB’nin hayvancılık ve sağlık kriterlerine uygun olması şarttır ve yetkili makamlarla, yani Tarım Bakanlığı ve Bureau Veritas ile bu denetimleri de üstlenip üstlenemeyeceğini araştırıyoruz. Aynı zamanda Komisyon Kıbrıslı Türk üreticilere, MİK statüsü alabilmeleri, gıda güvenliği ve hayvan sağlığı standardına uymalarına, küçükbaş hayvanlara zarar veren hastalıklardan kurtulma, süt toplama zincirlerini ayırma ve daha iyi denetim konusunda yardımcı olmak için bir dizi program uyguluyor. Bu hedefle 2021-2014 döneminde 40 milyon Euro harcamayı bekliyoruz.”

Bu haber 396 defa okunmuştur

:

:

:

:

DİĞER HABERLER