HAFTANIN SANAT OLAYLARI VE ANILAR…

CEM KAFKAS plaketini CUMHURBAŞKANIMIZ ve EŞLERİNİN elinden aldı.

CEM KAFKAS plaketini CUMHURBAŞKANIMIZ ve EŞLERİNİN elinden aldı.

Geçen hafta sonu çocuklar yararına Acapulco Otelde KONSER veren devlet televizyonu BRT’nin müzik danışmanı, TRT’de yıllarca çalışmış Türk Sanat Müziği Sanatçımız CEM KAFKAS, konser sonrası TEŞEKKÜR plaketini KKTC Cumhurbaşkanımız Sayın ERSİN TATAR ve zarif eşleri SİBEL TATAR’ın elinden aldı.

Geceyi hazırlayanlar
Bellapais İNNER WHELL KULÜBÜ idi. Kocaman salonda hiç boş yer kalmamıştı. Emek verenlere teşekkürler…
Ayşe TURAL

İNSAN HAKLARI SAVUNUCUSU
sevgili öğrencim avukat
KEMAL AKKURT STOCKHOLMDAYDI

“ Her insan özgür; onur ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdanla donatılmış olup birbirlerine karşı kardeşlik anlayışı ile davranır” (Madde1)

Ankara da avukatlık yapan Kululu bir hemşehrim ve Kulu lisesinden değerli bir okul arkadaşım olan, CHP de siyaset yapan insan Hakları savunucusu Avukat Kemal Akkurt İnsan Hakları Günü 10 Aralık’ta bizlerle birlikteydi.

ABF Stockholm’da verdiği konferansa yukarıda alıntıladığım İnsan Hakları Bildirgesi’nin birinci maddesiyle başladı sonra da ifade özgürlüğü “tüm özgürlüklerin anasıdır” diye özellikle vurgulayarak, diğerlerini sıraladı.

İnsan Haklarının dünyada ve Türkiyedeki tarihsel gelişimini anlatarak, Türkiye’nin güncel insan hakları karnesini açıkladı.

• Yaşam hakkı ihlal edilen (öldürülen) kişi 47.910
• Yaşam hakkı ihlal edilen (öldürülen) çocuk 4.191
• Zorunlu askerlikte şüpheli ölüm 373
• İntihar eden kişi sayısı 16.028

• Kadın cinayetleri sayısı 6.732
• Nefret cinayetleri sayısı 112
• İş cinayetinde (kazasında) ölenler 26.407
• İşkence ve kötü muamele şikayeti 27.493

• Taciz ve tecavüze uğrayan kadın sayısı 556
• Tutuklanan gazeteci sayısı 808
- Halen hapishanede olan gazeteci sayısı 67
( Dünya’da 229, Çin’de 23, Mısır 20, Eritre 16, S.Arabistan 14 )
• 2020 sonunda şüpheli sayısı 11 milyon 985 bin

• 2004-2020 arası toplantı ve gösteri özgürlüğünü kullandığı için sanık olan kişi sayısı 156.151
• 10 yıl önce 59 bin olan tutuklu ve hükümlü sayısı, 2020 yılında 303.450 ye çıktı.
• Cumhurbaşkanına hakaret davası 38.581 R.T. Erdoğan.
- K.Evren 340, T.Özal 207, S.Demirel 158, A.N.Sezer 163, A.Gül 848
•Kapatılan ve yasaklanan internet sitesi 52.574

Ne diyelim ?

Bu güzel konferansın organizasyonuna katkı koyan ve bu anlamlı günde okul arkadaşımız Avukat Kemal Akkurt ile bizleri Stockholm da buluşturan bir başka değerli çocukluk ve okul arkadaşım olan yurtsever ve yardımsever Kululu işadamımız Gursel Kazak’a,

Desteğini esirgemeyen CHP-İsveç Birliği’ne ve Haydar Akan abimize,

Işıl ışıl Noel ışıklı güzel mekanında bizleri bir güzelce konuk eden Osman Demirörs’e ve çoğu kadın olan tüm izleyicilere kendim ve avukat okul arkadaşım adına teşekkür ediyor, iyi ki varsınız diyorum…

TANER YILDIZ / Öğrencim

AYŞE ÖĞRETMENİM ve ÇÖP ADAMLARI

Yıllar önceydi... İnternet ve bilgisayarlar yeni yeni kullanılmaya başlanmıştı... Kulu Lisesinde okuttuğum öğrencilerimden Doktor İLKNUR GENÇ beni internetten bulup bir mesaj göndermişti. Sanırım antoloji.com'da şiirlerimi yayınlamaya başladığım yıllardı.
O kadar güzel bir mektuptu ki!

' Ayşe Öğretmenim,
Ben ne sizi ne de derslerinizi hiç unutmadım. Bize hayatla ilgili ders veren öyle güzel öyküler anlatırdınız ki! Her konuya uygun resimler çizerdiniz, kara tahtaya beyaz tebeşirlerle... Biz o konuları hiç unutmazdık.

Her zaman bakımlı ve güzeldiniz. Sizi örnek alırdık. Özellikle dilbilgisi derslerini anlatırken tahtaya ÇÖP ADAMLAR çizerdiniz. ÖZNE dimdik duran bir çöp adam olurdu. YÜKLEM ise sırtında kocaman bir torba taşıyan hafifçe eğilmiş bir başka ÇÖP ADAM...

Ortaokulda temelini öğrettiğiniz DİLBİLGİSİ dersleri benim lisede hatta üniversite giriş sınavlarında bile belleğimden çıkmayan, bugün bile keyifle anımsadığım konulardı...'

Bu mektuptan sonra bağlantımız hiç kopmadı kızımla... Bayramlarda, doğum günlerimde, anneler gününde genellikle ilk önce kızım arar beni... Hala da öyle!

Ankara'ya her gidişimde önce onun haberi olur. Hemen programlar ayarlar. Buluşulur. Yemeğe çıkılır. Onun evine gidilir. Hatta çalıştığı Göğüs Hastalıkları hastanesine gidilir, mesai arkadaşları ile tanışılır, kahveler içilir...

İlknur'un kızkardeşi BİNNUR GENÇ İLTER de ( Antalya'da AKDENİZ Üniversitesi Öğretim Üyesi ) Ankara'daysa ara sıra bize katılır. Eczacı kardeş TOLGANUR’un eczanesine havaalanından gelirken uğranır; hatta evine gidip yemek bile yenir.

Zaman varsa eğer ertesi günlere kayan programlar yapılır.

ESKİ ANKARA gezilir mesela... Antikacı dükkanlarına uğranır. ATATÜRK ÇİFTLİĞİNDE yemekler yenir. KUĞULU PARKTA ya da TUNALI HİLMİ'de gezilir. Alışverişlere çıkılır. Hatırım için hiçbir şey atlanmaz...

Yemek yemek için mutlaka farklı bir MEKAN seçilir. Daha önce yenen yer olmaz. Öğretmeni değişik yerler görmelidir.

Evine gidilir. Sanata özellikle seramiğe düşkün kızımın eserleri, seramik fırını görülür. Alabildiğine zengin kütüphanesini incelerim. Başbaşa kahveler içeriz.

Mutlaka anne ve baba evine gidilir, ( Kulu Lisesi Müdürüm Aytekin Genç'in kızıdır.) Annesi Sebahat Hanım içten sohbeti, gülen yüzüyle karşımdadır. Onlarla KULU YILLARIM anımsanır.

İlknur'un bir diğer kardeşi de öğrencim olmuştu. GATA'da askeri doktor olan ONUR GENÇ'e de zaman zaman uğrayıp kahvesini içmişizdir.

Kardeşlerin en küçüğü Menginur Ziraat Mühendisidir ve Antalya’ya yerleştiğinden onu görmek kısmet olmadı.

Kısa bir süre sonra sınıf arkadaşı Avukat Kemal AKKURT da bizimle olmaya başlar. Her buluşmamızda ' ÖNCE SİZİ BEN BULDUM' tümcesi ilk sözüdür kızımın sevgiyle sarılır, hediyelerle karşılar beni...

Taaa HAVAALANINA KADAR gelir alır beni, işlerini bir yana bırakarak... Çok önemli bir işi çıkmışsa şayet, üniversitede bir dersi varsa o zaman Kemal Akkurt gelip alır. Onun bürosunda buluşuruz bazen... Neşe içinde geçen sohbetler....

Zaman zaman arkadaşlarını toplarlar yemek buluşmamız için. 15-20 kişi oluveririz ansızın... Herkes kağıt peçetelere / defterlerine ödev kontrolü sırasında attığım/ parafımı ( Yalnızca ismin ya da soyadının baş harfleriyle oluşan ' Okudum, gördüm, anladım, onaylıyorum.' anlamına gelen bir işarettir. ) hemen çizen çocuklarım...

Gözlerim dolar mutluluktan...
Dudaklarım titrer...
Ne söyleyeceğimi bilemem...

Son 6 yıldır rutin olarak Ankara'ya gidişlerimde İlknur'un doktor oğlu BARIŞ CAN KUZUCA, Ankara UFUK HASTANESİNDE Ortopedi ve Travmatoloji bölümü Başkanı doktorum, Kıbrıslı öğrencim BERK GÜÇLÜ'nün asistanı olarak benim tedavimde hep yanımda oldu. Elbette kızım da öyle...

Oğlum Barçın'ın Ankara’daki düğününde İlknur, Kemal ve Mustafa Atmaca vardı.

Benim doğum günümde Ankara’daysam mutlaka şık bir mekanda yemek yiyerek şarap içerek kutlamışızdır; Kemal Akkurt'la her zaman yanımda oldular...
Haklarını ödeyemem...

Öğrencilerinizle yollarınız kesişir... Ektiğiniz bilgi tohumları yıllar sonra karşınıza ÇİÇEKLENMİŞ AĞAÇLAR olarak çıkar...

Ne büyük bir GURUR ve ne büyük bir ONURDUR... İYİ Kİ SİZLERİ TANIMIŞIM... Yollarımız kesişmiş ÇOCUKLARIM...

Ayşe TURAL
Bu haber 3783 defa okunmuştur

:

:

:

: