2022 yılında Kıbrıs konusunda yaşanan gelişmeler hakkında açıklama yapan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bu yılı “KKTC'nin statüsünü gerçek anlamda yükselme yılı” olarak niteledi.
Başta Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM’de yaptığı “KKTC’yi tanıyın” çağrısı olmak üzere Türk Devletleri Teşkilatı’nda “gözlemci üyelik” statüsü, bizim açımızdan bu yılın dış politikadaki en önemli gelişmeleri arasındaydı.
Yıllardır yapılan federasyon görüşmelerinden sonuç alamayınca girdiğimiz yeni yolda artık “egemen eşitlik temelinde iki ayrı devlet” diye özetlenebilecek bir modeli savunuyoruz.
Her ne kadar içimizde bazı kesimler bu yeni yola burun kıvırarak inanmasa da Rum yönetimi bizden daha fazla işin ciddiyetinin farkında.
Güney Kıbrıs Dışişleri Bakanlığı Genel Müdürü Kornilios Korniliu, KKTC’nin siyasi açıdan düzeyini yükseltme çabalarının sürekli takip ettiklerini, bununla ilgili tetikte olduklarını söyledi.
Rum Dışişleri Bakanı Kasulidis’in Polonya’ya gittiği zaman Orta Asya ülkelerinin bakanlarıyla görüşmeler yaptığı, şimdi de Gambia’ya özel temsilci göndermeye hazırlandıkları dile getirildi.
Yani meselenin öneminin farkındalar.
Ancak ne yazık ki içimizde bir kesim var ki, bizim tanınma siyasetine Rum yönetimi kadar bile inanmıyor.
Bu devletin her türlü imkanından faydalanıp, yine bu devletin meclisinde, makamlarında oturanların Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adını dahi gururla telaffuz edememeleri, son derece üzücüdür.
Görünen o ki, tanınma siyaseti Rumlardan daha fazla bu kesimi endişelendirmektedir. “Kıbrıs Türk devleti asla tanınamaz” diye ezber ettikleri gerekçeleri art arda sayarken, bu konuda çaba gösterenleri maceraperest olarak nitelendiriyorlar.
Hayal güçleri Kıbrıs Türkünü sadece Kıbrıs Cumhuriyeti çatısı altında bir azınlık olarak görmeye yetenler, elbette bu yeni yolu anlayamaz.
Keşke bu kesimler de atılan adımların önemine Rumlar kadar inansaydı. O zaman çok daha hızlı hedefe ulaşabilirdik.
Ama olsun. Hiçbir zorluk 1974 öncesi verilen mücadeleden daha zor değildir. Bizden söylemesi…