Bu acının tarifi yok. Türkiye aynı gün içinde Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde iki depremle sarsıldı. Kahramanmaraş başta olmak üzere Adıyaman, Hatay, Adana, Osmaniye, Şanlıurfa, Malatya, Gaziantep, Diyarbakır ve Kilis yıkıldı.
Can kayıpları saat saat arttı.
Kıbrıs saatiyle 03.17’de gerçekleşen ve Grönland’da dahi hissedilen ilk depremin 130 atom bombası gücünde olduğunu belirtiyor uzmanlar.
Türkiye dördüncü seviyede uluslararası yardım çağrısı yaptı. Dünya yardıma koştu.
Anavatan, Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı birlik çağrısı altında tek yürek oldu.
Enkaz altında kalanlara ulaşmak için zamana karşı yarış var.
Tüm bu acının ortasında Adıyaman’da bulunan Gazimağusa TMK öğrencilerinin enkaz altında olduğu haberleri yürek yangınımızı daha da alevlendirdi.
Bu yazıyı yazdığımız saatlerde çocuklarımızdan gelecek iyi bir haberin peşinde koşuyor, umut kırıntılarını takip ediyorduk.
Acıyı iliklerimize kadar hissederken şu kış gününde enkaz altında kalanlara ulaşmak için olağanüstü bir çaba sarf eden kurtarma ekiplerine Allah güç kuvvet versin diyoruz.
Ölenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı dilerken, bir gerçeğin de altını çizmek boynumuzun borcudur.
Acaba Kıbrıs deprem gerçeğine ne kadar hazır?
Türkiye’deki enkaz görüntülerinde yan yana olan iki binadan biri yıkılırken, diğerinin ayakta kaldığını gördük.
Bu görüntüler zemin yapısı ve bina kalitesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya çıkardı.
İskele’de Long Beach’de yapılan 30 – 35 katlı binalar var. Sahildeki bu bölgede zeminin çok yumuşak, hatta eskiden bataklık olduğu biliniyor.
Öyle ki bazı yerlerde birkaç metre kazsanız su çıkıyor.
Allah korusun böyle bir deprem karşısına acaba bu binalar ne derecede sağlam?
Kanalizasyon sistemini dahi kurmayan bu yapılar acaba gerekli denetimlerle inşa ediliyor mu?
Sistemimizde bu konuda açık var mı?
Bu konu önümüzdeki günlerde şapkamızı önümüze alıp düşünmemiz gereken öncelikli meseledir.
Bizden söylemesi….