Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırmaları Kurumu’nun yayını net bir gerçeği artık bize gösteriyor.
Yerbilim Mühendisleri Odası’nın da altını çizdiği gerçeğe göre önceleri sadece bir olasılık olan deprem, Kıbrıs’ta artık bilimsel bir veridir.
Biz de ülke olarak bu gerçeğe uygun bir tutum ve davranış sergilemeliyiz.
Deprem endişesi nedeniyle çürük okullara çocuklarını emanet etmekten korkan velilerden tutun da binasının sağlamlığı konusunda aklında soru işareti olan vatandaşa kadar herkesin telaşı bu yüzden.
Hayatımızı bu yeni gerçeğe göre şekillendirmemiz gerekiyor.
Türkiye’yı yıkan, bizim de evlatlarımızı kaybettiğimiz depremler bize bu dersi vermediyse başka nasıl ders alabiliriz?
Ancak görünen o ki aklımız başımıza henüz gelmedi.
Eğer aklımız başımıza gelseydi Kıbrıs Vakıflar İdaresi’nin yasal hak sahibi olduğu Deniz Yıldızı (Laguna) apartmanlarında onca uyarıya rağmen kalmakta ısrar etmezdik.
Evkaf bağıra bağıra uyarıyor. Bu apartmanlarda tüm uyarılara rağmen yaşamaya devam edenlerin hiçbir can güvenliği yok.
Bilimsel hiçbir veriyi önemsemeyen bu anlayış sadece kendi can güvenliğinin değil, başkalarının can güvenliğini de tehlikeye atıyor.
Vakıflar İdaresi Genel Müdürü Prof. Dr. İbrahim Benter, dünyaca ünlü saygın bir bilim insanı.
“Hep birlikte yeniden acılar yaşamamak için bilimsel bulguları dikkate alarak Laguna apartmanlarının acilen boşaltılması gerekiyor” diyor.
Ama dinleyen yok.
Türlü türlü dedikodularla ülkenin göz bebeği kurumu Vakıflar, yıpratılmaya çalışılıyor.
Tüm bu iddiaların karşısında Prof. Benter dün bir öneri daha ortaya attı. Bu alanın Gazimağusa Belediyesi iş birliğiyle tüm halkın kullanabileceği bir yere dönüştürülebileceğini söyledi, “Yürüyüş yolları, çocuk oyun parkları ile topluma hizmet edebilir” dedi.
Ancak biz günübirlik çıkarlarımız ve küçük menfaatlerimiz gereği bunları duymak dahi istemiyoruz.
En küçük bir depremde enkaz haline gelebilecek böyle bir yapının tüm uyarılara rağmen boşaltılmaması büyük risk taşıyor. Asla kabul edilemez.
Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya, Hatay, Diyarbakır, Adıyaman, Şanlıurfa, Osmaniye, Adana, Kilis’te yıkılan binalar ve yaşanan acılar bize ders olmadıysa söylenecek söz de bitmiştir.
Bu konuda görev artık yasalara ve devlet otoritesine düşüyor. Bizden söylemesi…