Bizim zamanımızda ( genç kızken ) en güzel kitaplar aranır bulunur ve okunurdu; hele de edebiyat eğitimi alıyorsanız DÜNYA KLASİKLERİ mutlaka okunmalıydı.
Çeşitli okullarda öğretmenliğim sırasında okulların en çok kütüphanelerinden yararlanmışımdır.
Atatürk Kız Meslek Lisesinde edebiyat öğretmenliğim sırasında okul müdürüm sevgili Nuray Alioglu her türlü yeniliğe açık bir insandı. Fikirlere önem verirdi.
Sınıflarda derse girme konusu tartışılırken ben ” Efendim en güzel yer kütüphanemiz. Ben derslerimi orada yapabilirim. Sınıfa gerek yok.” demiştim.
Hemen onaylamıştı.
O okulda kaldığım üç yıl boyunca neredeyse ( bu çok zengin okul kitaplığında ) okumadığım kitap kalmamıştı. Büyük bir kazanım bence…
Geçenlerde TC Milli Eğitim Bakanlığı yayınlarından çıkmış bu kitap elime geçti. Beni o yıllara götürdü. Dünyalar benim oldu…
Kitap 1960 basımı…
Kültüre verilen değeri göstermesi açısından çok önemli.
Yazarı ünlü bir Fransız kadın yazar… COLETTE… Her satırını büyük bir özenle okuyorum. İyice yıpranmış sayfalarını dikkatle çeviriyorum.
Kurduğu cümleler o kadar güzel ve seçilmiş ki!
Kendimi en iyi elmastan anlayan bir KUYUMCUYA benzetiyorum.
Kitap sevgisi böyle bir şey!
Kitaba giden yolunuz AYDINLIK OLSUN…
BİR GECE YARISI
inadına suskun saatlerde saçlarında yağmur kokusu
gelip çalsan kapımı bir gece yarısı...
ne sitem ne dilek gece yarısı baykuşlarına
seni seviyorum diyorum
gelip çalsan kapımı bir gece yarısı...
bağışlasan beni yunmuş arınmış ruhumla yaseminler dizerken yoluna
gelip çalsan kapımı bir gece yarısı...
Akdeniz'in suyu yıkasın günahlarımı
boy versin yeni baştan gönlümde buğday başakları
gelip çalsan kapımı bir gece yarısı...
yalvarsam diz çöksem döner misin geri yüreğinin sedef kabuğu aralanır mı dersin?
gelip çalsan kapımı bir gece yarısı...
kokuna hasret kucağına hasret
yüreğimde inadına demlenir özlemin
gözlerimde bir damla yaş ne olur!
gelip çalsan kapımı bir gece yarısı...
Ayşe TURAL
BAHAR KADINLAR
Baharın başlangıcından, tatlı bir nisan sabahından merhabalar sizlere...
Nedense böyle sabahlarda pencerenizi açtığınızda, balkona çıktığınızda, bahçeye yürüdüğünüzde farklı bir hava vurur yüzünüze...
Ilık ılık, tatlı bir bahar havası... Mis gibi çiçek kokusu, taze ot kokusu gelir burnunuza kadar...
Kuşlar bile sanki bir başka öter. Güneş, birkaç beyaz bulutla süslü gökyüzünde keyifle gezinir. Yüzünüzde, ellerinizde tatlı tatlı oynaşır; sizi sıcacık sarar sarmalar...
Doğayla birlikte insan da canlanır, renklenir...
Bahar başlangıçtır, yeniden doğuşun müjdecisidir...
Bahar gelince alıp başımı kırlara kaçarım.
Neresi olursa olsun, hoşuma giden bir yerde mola veririm.
Toprağa oturur; ellerimle taşlara, otlara, çiçeklere, böceklere dokunurum.
Doğurgan TOPRAK ANANIN asırlar süren öyküsünü kendinden dinlerim. Nefes alışını duyarım. İnsana yalvarışını anlamaya çalışırım.
Özellikle insankızlarının ( annelerin) İNSAN’a doğanın değerini öğretmesi gerektiğini tekrar tekrar düşünürüm...
Toplumlar, onu doğurup büyüten annelerin, kadınların öğrettikleriyle bir yerlere gelecektir kuşkusuz...
Bu yüzden ben kadınlara
“ BAHAR KADINLAR “ derim.
Çünkü her kadın çok güzel ve çok özeldir de ondan...
Bahar gibi rengarenktirler. Gülüşleri, bakışları gökkuşağı gibidir. Hele de seven kadınlar...
Alımlı yürüyüşleri, savrulan saçları, kendine güvenli duruşlarıyla bambaşkadırlar...
KADIN, toplumda kendisinden olağanüstülükler beklenen bireydir. Annedir, eştir, sevgilidir...
KADIN doğurgandır, üretkendir, güzeldir, çekicidir. Kısacası dünyanın eksenidir kadın...
Aslında toplumlarda kadınlar neredeyse, hangi düzeydeyse toplum oradadır.
Bir yazar şöyle der erkekler için:
“ Kültürlü bir kadınla olan erkek kültürlü; esprili bir kadınla olan erkek esprili, pozitif bir kadınla olan erkek de pozitiftir....” diye uzayıp giden örnekler verir.
Doğru eş seçiminin aile birliğini ve toplum sağlamlığını sağladığına yürekten katılırım.
Tıpkı bir elmanın iki yarısı gibi hem de...
Unutulmaması gereken önemli nokta da kadın sevildikçe güzelleşir...
Değer verildikçe pırıltısı artar...
Desteklendikçe daha da güçlenir...
HAYATIN YIRTIK CEBİNE..
Hayatın YIRTIK cebine
hayallerimi dolduruyorum...
Yola çıkıyorum sonra
Yaşam ormanında
dökülüyorlar birer birer...
Derken bir KURT
çıkıyor karşıma...
Hayallerime baka baka
dönüş yolumu buluyorum...
Ayşe TURAL
GÜNEŞ BATARKEN...
Akşam oluyor...
Batan güneşe karşı yol alıyorum...
Gözlerim kamaşıyor.
Bulutlara bakıyorum, pembeye boyanmışlar hafiften.
Dağlarda da güneşin fırça izi var.
Çocuk gibi seviniyorum...
Düşünüyorum, batan güneş kadar olabilmeli insan...
Bir yerlerde iz bırakabilmeli..
Yüreklere dokunabilmeli mesela...
Birini can kulağıyla dinleyebilmeli... Yürekten gülümseyebilmeli gözlerinin içine bakarak...
Huzur dolu akşamınız olsun...
GÖNÜL BAHÇEM
Yaşamı
Dedemin marangoz rendesinde tanıdım.
Hiç taze tahta kokusu duydunuz mu?
Ne güzel kokar! ..
Büyükannemin katmerli karanfilleri
Hala düşlerimdedir.
Akşam sefaları yaz ikindilerinde
Yaşama kulaklarını uzatır..
Uyku çiçekleri uykuya hazırlanır.
Bir solucan siner toprağa
Usul usul....
Tırtıl boylu boyunca
Dut yapraklarındadır.
İpek ipek örülür zaman
Dal uçlarında....
Ayşe TURAL
BİRAZ DUYARLILIK ve YAZARA SAYGI LÜTFEN…
Bu sayfalarda sıkça rastladığımız bir şey!
ALIYORUZ…
YAPIŞTIRIYORUZ…
Sonra da bizi kutlayanlara teşekkür ediyoruz .
BU YAZARA SAYGISIZLIKTIR.
Yazanı bilmiyor olabilirsiniz ama bu kadar emek verilmiş yazının altına saygı gereği ALINTI yazmak bu kadar zor olmasa gerek…
O yazı sizin değil, birkaç cümlesini değiştirseniz de sizin olmuyor. Biliyorsunuz artık yazı programları var. Anında kime ait olduğu anlaşılıyor. Sahtecilik hemen yargıya taşınıyor.
Biraz dikkat ve saygı…
BU GECE
bu gece
dolunaya söz verdim
seni düşüneceğim...
gözlerimi kapatıp
gülümseyişini göreceğim...
gece meltemi yardım ederse
kokunu damıtıp içime çekeceğim...
bu gece
seni düşüneceğim
ne kadar uzakta olursan ol
sevgimi avuçlarıma alıp
yıldızlara üfleyeceğim...
gecenin rengine sarınıp
kucağındır diyerek
düşlere dalacağım...
Ayşe TURAL
DEĞİŞİM...
Gelişimde önemli olan ilk basamak DEĞİŞİMi istemektir. Değişmeyi ne kadar istiyorsunuz? Buna ne kadar hazırsınız? Kurallarınızı, kemikleşmiş bakış açınızı ne oranda değiştirebileceksiniz? Zaman içinde buna kendiniz karar verirsiniz…
Unutmayınız!
Değişimi yürekten istemelisiniz ve değişmeye hazır olmalısınız.
Hiçbirimizin sihirli değneği yok, bir dokunuşta kendimizi değiştiremeyiz... Aslında büyük adımların başlangıcı küçük adımlardır...
İKİ AYRI ANLAM
sen
bir başka anlamsın
ben bir başka
ayrı ayrı anlamlar yaşamalıyız seninle...
iki ayrı anlam
iki ayrı anlam
çooook anlam demektir...
ikisi bir olursa
eksilir bir şeyler...
SEVGİ eksilir
DÜŞ eksilir
AŞK eksilir...
Ayşe TURAL
AŞK,
onu kaybettiğinde bile yüreğinin bir köşesinde bulabilmektir...
Aşk, onu her hatırlayışında burnunun direğinin sızlamasıdır...
Ağzına götürdüğün lokmanın boğazında kalmasıdır biraz...
Yutarken gözünden süzülen yaştır, AŞK...